a) Hz. Hatice: Hanımlarından ilki olan Hz. Hatice Kureyşli Huveylid’in kızıdır. Hz. Muhammed onunla peygamber olmadan önce, Hatice kırk yaşında iken evlendi. Bu hanımı ölünceye kadar bir başkasıyla evlenmedi. Zira bu hanım, peygamberlik görevinde Hz. Muhammed’e yardım eden, onunla birlikte üstün gayret gösteren, canını ve malını onun yoluna koymuştu. Hicretten üç sene önce vefat etti.
b)Hz. Sevde: Resûlullah, Hz. Hatice’nin vefatından günlerce sonra Kureyşli Zem’a’nın bu kızı ile evlendi. Hz. Sevde Hz. Peygamber’le geceleme hakkını Hz. Aişe’ye devretmişti.
c)Hz. Aişe: Hz. Ebû Bekir’in kızıdır. Hicretin birinci senesinde Hz. Peygamber onunla zifafa girdi. Ondan başka bâkire ile evlenmedi. Hanımlarının en fakihi/anlayışlısı ve kendisine en sevimlisi idi. Sahâbenin pek çoğunun fetvâ kaynağı idi. (Ona iftira atıldığında) suçsuzluğu vahiy ile tespit edildi.
d) Hz. Hafsa: Ömer b. Hattâb’ın kızıdır. Ebû Dâvûd, Hz. Peygamber’in onu boşadığını fakat daha sonra ona geri döndüğünü zikretmektedir.
e) Hz. Zeyneb: Kays kabilesinin Hilâl b. Amiroğulları’ndan Huzeyme b. el-Hâris’in kızıdır. Hz.Peygamber’in bu hanımı, evlendikten iki ay sonra vefat etmiştir.
f) Hz. Ümmü Seleme Hind: Kureyşli Mahzûmoğulları’ndan Ebû Ümeyye’nin kızıdır. Ümmü Seleme, Allah Resûlü’nün en son ölen hanımıdır.
g) Hz. Zeyneb bt. Cahş: Esedoğulları’ndandır. Bu hanım, halası Ümeyye’nin kızıdır. Şu âyet onun hakkında inmiştir: “Zeyd o kadınla beraberliğini sona erdirdiğinde onu seninle evlendirdik.Bu âyet nedeniyle Hz. Peygamber’in diğer hanımlarına karşı övünerek şöyle derdi: “Sizi aileleriniz evlendirdi. Beni ise yedi kat ötesinden Allah evlendirdi!” Hz. Ömer’in hilâfetinin ilk zamanlarında vefat etti.
h) Hz. Cüveyriye: el-Hâris’in kızıdır. Bu hanım Mutsalikoğulları’ndan esir alınanlar arasında idi. Hz. Peygamber’e gelerek ondan kölelikten azât sözleşmesi (mükâtebe) ile yardım istedi. Hz. Muhammed onun adına kölelikten kurtulma parasını ödedi ve onunla evlendi.
i) Hz. Ümmü Habîbe: Kureyş’in Emeviler kolundan Ebû Süfyân’ın kızıdır. Abdullah b. Cahş ile evli iken, birlikte Habeşistan’a hicret etmişlerdi. Abdullah orada hıristiyan oldu, Ümmü Habîbe ise müslüman olarak kaldı. Bunun üzerine Hz. Muhammed, Necâşî’ye bir heyet göndererek Ümmü Habîbe’ye talip oldu. Necâşî, Hz. Muhammed’le onu nikahladı. Necâşî, Hz. Peygamber adına Ümmü Habîbe’ye mehir verdi. Bu olay hicretin yedinci senesinde meydana geldi.
j) Safiyye: Nadîroğulları’nın reisi olan Huyey b. Ahtab’ın kızıdır. Hârûn b. İmrân’ın soyundan gelmektedir. Bu hanım, Hz. Peygamber’e Safî’den bir câriye olarak gelmişti. Allah Resûlü onu azât etmiş ve azâdını mehri saymıştı. Böylece bu durum ümmet için sünnet/ gelenek oldu. Buna göre, kişi câriyesini azât eder ve azâdını onun mehri kabul ederdi.
k) Hz. Meymûne: Hilâloğulları’ndan el-Hâris’in kızıdır. Bu hanım, Hz. Muhammed’in evlendiği en son kadındır. Hz. Peygamber’in bu hanımla evliliği, Mekke’de kaza umresi sırasında ihramdan çıktıktan sonra gerçekleşmiştir.
mısırlı mariye de olmalıydı sadece 11 eşi mi var?
13
çok güzel çok sağolun 🙂
0 puan eh işte olmuş gibi
güzel olmuş
merak ettiğim sorunun cevabını aldım saolun…
🙂
🙂
:):(
iiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii omuş
🙁 🙂
(a) (h) 🙂 🙁 (d) (e)
33 yaşıma girdim .Halen daha harıl harıl çalışmaktayım.Tabiki çalışacağız .Ama ben peygamberin bu kadar çok kadınla beraber olduğunu daha yeni duyuyorum.Biz halen daha evlenecez.Paranın gözü kör olsun..
ya bencede hanife arkadaşımızın dediği gibi mısırlı maria da olmalıydı efendimizin kölesiymiş başta ama sonradan evlenmişler yani toplam 12 tane olmalı bence
çooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooook güzel
kardesim sizin aklinizdan zorunuz mu var bahsettiginiz rasulu ekrem efendimiz insanliktan nasibini almamis canli rabbimden senin icin bela bile isteyemem allah sizi islah etsin bu bicim itham,sizin sefaatsizlik korkunuz yok mu cavdar tarlasi.bu yazdiklarinizi okuyunca tüylerim ürperdi rabbim size magfiret etsin cok yazik
AHLAKSIZ EGER SENIN ADRESINI TESPIT EDIIM SENI MAHKEMELERDE SURUNDURRUUM
SEN.PEYGAMBERIME NASIL DIL UZATIRSIN.SENIN O DILINI ELIME GECIRIRSEM KOPARIRIM.SEN KIMSIN CAVDAR TARLASI.SEN OLMASAYDIN BU ALEMI YARATMAZDIM SOZUNUN MUHATABI HAKKINDA NASIL KONUSUYOSUN.O OLMASA SEN BI PISLIK BILE OLAMAZDIN.HEMEN TEVBE ET SECDEYE KAPAN.EGER TEVBE ETMESSEN INSALLAH RABBIM SENI IBRET OLSUN DIE SABAHA KADAR CAYIR CAYIR YAKSIN.
YA ALLAH RIZASI ICIN EDITOR BU CAVDAR TARLASI ADLI SEREFSIZIN IP NUMARASINI BANA VERSIN..
ILK YAZIMDA MAHKEME DEMISIM MAHKEMEYE GEREK YOK.OLECEGIMIDE BILSEM SENIN KELLENI KOPARACAM.SENI BI ELIME GECIRIIM.
O CAVDAR TARLASIMI NE BOKSA ONUN YAZISINI HEMEN KALDIRIN..ONUN GIBI SEREFSIZLERIN SITEDE ISI YOK. KENDINI BI BOK SANAR SIMDI YAZISI DURDUKCA..
Allah seni İnşallah affetmez cavdar tarlası rumuzlu şerefsiz. Hem vallahi hem billahi ben şahitlik edeceğim senin bu sözü ettiğine ahirette. Allah senin Belanı versin…
ateist mikrop güllerin efendisi ümmetim ümmetim diye bizi kurtarmaya geldiğinde yarabbi sen bu adi insanlıktan nasibini almamış insanı göster bana. Sana o kadar hakaret etmek istiyorum ki senin tanımadığın MUHAMMED MUSTAFA (SAV) beni bundan men ederdi derdi ki yapma ümmetim belki hidayete gelir şeytan a bile dön çağrısını yapan sana mı ypmayacak tı yazık gerçekten çok yazık senin başka sitelerde de dengesiz konuştuğuna şahidim öyle ya da böyle gideceksin ama gel düşün derim hızla gelen ölüm seni yakalamadan
insanların inançlarına herzaman saygımız olması gerekiyor (cavdar )rumuzundaki kişi senin yaptığın yanlış bunları yazarak eline ne geçtiki, belliki rahatsız bir insansın öyle değilsen bir gün yanlış yaptığını anlıyacaksın ne zaman biliyormusun? başın büğük bir derte girdiyinde ve etrafında kimse olmayınca ozaman anlican.
senin kim oldugun hic önemli degil o mübarek isme böyle bir atıfda bulunman ne kadar cahil oldugunu gösteren bir örnektir. senin gibi densizler dün vardı bugün var yarın da olacak ama unutma ki bu kainatı yaratan var. onun huzuruna cıktıgında acaba nasıl ifade vereceksin. sen ki bu dinin nasıl yayıldıgını nasıl bu ana kadar geldigini biliyormusun. sen konus catlak tarlası. sen bu yazıyı yazma ile insanları tahrik etmeye calısıyorsun. ilk önce sen son gelen yüce bir varlıga böyle bir ithamda bulunmaya onun nasıl ve ne kadar yüce oldugunu bilmedigine cok üzülürüm aslında dogru yolu bulmanı cok isterim. sana sadece yazık oldugunu söylemek isterim. küfüre gitmiş olman ne kadar acı. senin gibi insanların karsısında imanı güclü insanlar daima var olmaya devam edecek senin gibiler olacak ki bu dinin ne kadar yüce oldugunu sende göreceksin. tek bir sözüm var catlama noktası ölüm var ölüm bu nu sakın unutma o zaman neyine güvenerek ne anlamda yorum yapacaksın o zaman seni görmek cok isterdim bu dünyada garib olmus zavallı
“senin peygamberin dedeğiğin 9 yaşında aişe adlkı eşini becermiştir 21 eşi vardır ve se.x düşkünü dür. eğer allah varsa muhammedin belasını versin”
BU YAZIYI OKUDUKCA BİRAZ TAHRİK OLUYORUM.
ASLINDA SENİN KAFANI KOPARMAK GELİYOR İÇİMDEN.
TÜKÜRÜK İLE SENİ BOGMAK GELİYOR İÇİMDEN.
DEGMEZ SANA DEGMEZ.
BENİM PEYGAMBERİM ASİL BİR İNSANDIR.
ADEM ALEYHİSSELAM EFENDİMİZ CENNET DE SU YAZIYI OKUNCA
LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDUN RESULLULLAH
CAHİL
BUNU BEN SÖYLEMİYORUM
BÖYLE BİR ATIFDA BULUNUR İKEN BİR ARASTIR ONDAN İSBATLARINI GERCEKLESTİR. BUGUNE KADAR GELMİŞ ALİMLER DEMEKKİ SENİN GÖREMEDİGİNİ GÖSTER TÜM DÜNYADA YASAYAN İNSANLARA ACIKLA SENİN GİBİ BİR CAHİL İNGİLTEREDE PEYGAMBERİMİZ İLE AİŞE ANNEMİZ HAKKINDA KİTAP BASIP YAYINLANMASINI İSLAM ALEMİNİ KARIŞTIRMAYA CALIŞIYOR.
MERAK ETME SENİN GİBİ NE GARİBLER CIKTI AMA BİR MANALI ANLATIM SAGLAYAMADI.
SANA HAKARET ETMEK ASLINDA COK GÜZEL OLACAK AMA
BUNU ALGILAYACAK KAPASİTEN YOK BEN NE YAZARSAM YAZAYIM SEN NE ANLIYORSAN ONU ANLAYACAKSIN
KAPASİTEN BELLİ.
İYİ Kİ İSMİNİ CAVDAR OLARAK BELİRTMİŞSİN CAVDARIN NE ANLAMA GELDİGİNİ BİR ARASTIR.
DAN DİNİ DESTURSUZ
ÖLECEKSİN UNUTMA ÖLECEKSİN UNUTMA NE KADAR YASARSAN YASA SENİN DE SENDEN ÖNCEKİ DEDEN GİBİ GİDECEGİN YER VAR SEN
HZ MUHAMMEDİN DİNİNE İNANAN İMAM YIKAYACAK BAZI YERLERİNE SAHİP CIK
***** SENİN İCİN GOOGLE DE HAFİF BİR GEZİNTİ YAPTIM BİR BAK EMİ CATLAK
“Hz. Resul Efendimiz isteseydi daha gençliğinde iken ; genç , zengin bir çok kızla evlenebilirdi. Bu imkanı vardı fakat evlenmemişlerdir:
Peygamber efendimiz kendi döneminde ‘Muhammedü’l-emin ‘ (güvenilir Muhammed ) olarak adlandırılmış ,sadece zenginlerin üye olabildiği ‘Hılfu’l-fudul’ derneğine zengin olmadığı halde kabul edilmiş ,çevresince kendine güvenilen ,genç,ahlaklı ve yakışıklı bir insandı.Kabeyi su bastığı zaman ‘ Haceru’l –esved ‘ taşını , kabile reisleri arasında tek reis olmayan peygamberimiz yerine koymuştur.Peygamber efendimiz peygamberliğini ilan ettiği zaman Mekkeli müşrikler peygamberimize şu teklifte bulunurlar : ‘Ey Muhammed eğer sen para istiyorsan sana para verelim, başımıza başkan olmak istiyorsan seni başkan yapalım, eğer istiyorsan seni kabilemizin güzel kızlarıyla evlendirelim.Yeter ki sen bu davadan yani İslam’ı anlatmaktan vazgeç. ‘
Peygamberimiz onlara şu cevabı verir: ‘Bir elime ayı , bir elime güneşi koysanız ben bu davadan vazgeçmem.’
Görüldüğü gibi Peygamberimizin dünya malına düşkün olması veya benzeri bir iddia gerçek olsa idi , daha genç iken tüm bu imkânları elinin tersi ile bir kenara itmemesi gerekirdi!Ama O Yüce insan , insanları battığı ahlaksızlık ve kötülük batağından kurtarmak için mücadele ve iftiralara muhatap olma pahasına iyiliği tebliğ ve yayama yolunu tercih etmişlerdir…
Peygamberimiz 25 yaşına kadar evlenmemiş , ibadetle meşgul olmuştur.
Peygamber efendimiz 25 yaşında iken 40 yaşında ve dul olan Hz. Hatice ile evlenir.Hz. Resul Hatice annemizle zenginliği için evlenmemiştir.Çünkü Hz. Resul , Hz. Hatice’nin tüm malını Allah yolunda dağıtmıştır(Hz. Resul daha sonra kendisine gönderilen hediye ve altınları da fakirlere dağıtacaktır.) Hz. Hatice ile peygamberimiz 25 sene evli kalırlar.Hz. Hatice , peygamberimize :’Ey Muhammed ben yaşlandım , artık başka hanımla evlen ‘ deyince peygamberimiz şu cevabı verir: ‘ Böyle söyleme Hatice , üzülürüm.’Hz. Hatice 65 yayında vefat eder. Hz. Resul 2-3 sene daha kimse ile evlenmez , 53 yaşına gelir.
Not : O dönemde ‘sahabi’ ( Peygamber Efendimizin arkadaşları) savaşlarda şehit oluyor, eşleri dul, çocukları yetim kalıyordu. Peygamberimiz sahabiye bu dul hanımlar ile evlenmelerini, onları evsiz, çocuklarını bakımsız bırakmamalarını tavsiye ediyor, kendisi de bu dul hanımlar ile 53 yaşından sonra evleniyorlar.
Hz. Sevde: 53 yaşında, dul.
Hz. Aişe: Peygamberimizin dul olmayan tek eşidir. Peygamberimiz genç yaşta olan (17-18 yaşlarında : Hz. Aişe’nin ablası Esma hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre onun da hicrette tam 17 yaşında olması gerekir. Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir-) Hz. Aişe ile evlenir. Müslüman hanımların sormaya utandığı sorulara cevap vermesi için peygamberimiz Hz. Aişe ile evlenmiş ve onu öğretmen olarak yetiştirmiştir. Hz. Aişe peygamberimizden 2000 hadis rivayet etmiş, Müslüman kadın ve erkeklere öğretmenlik yapmış, hatta Müslüman orduların komutanlığını dahi üstlenmiştir.
Hz. Hafsa: Dul,
Huzeyfe kızı Zeynep: 60 yaşında dul,
Ümmü Seleme: 65 yaşında 4 çocuklu dul,
Cahş kızı Zeynep: Dul,
Ümmü Habibe: 55 yaşında dul,
Cüveyriye, Safiye: Esir (esir ve cariyelerle evlenmek âdet değil iken peygamberimiz onlar ile evlenerek onların da aile kurma haklarının olduğunu , onlarında insan olduğunu çevresindekilere ispat eder .)
Meymune: 2 çocuklu dul,
Mısırlı Mariye: Cariye
Hz. Resul 50 küsür yaşına kadar tek eşle evli kalıyor ,her türlü dünyevi teklifleri reddediyor ve 50 yaşından sonra genç ve zengin bir çok kız yerine koruma ve tebliğ amacını güden , karşılıklı rızaya dayanan evliliklerini objektif olarak inceleyen herkes evliliklerin hiç birinde dünyevi bir amaç olmadığını görebilirler yeter ki tarafsız olarak olayları inceleyebilelim.
Bazılarının aklına şu soru takılabilir, evlenmeden o kadınlara yardım yapılamaz mı idi ?
NE KADAR IYI BILINIRSE BILINSIN BIR ERKEK DUL BIR KADININ EVINE ARADA BiR BILE OLSA VE KADINLAR 50-55-65 YASLARINDA BILE OLSA UGRARSA DEDIKODU KAÇINILMAZ OLUR! ÖZELLIKLE BÜTÜN PROJEKTÖRLER ÜZERINE ÇEVRILI VE DEVAMLI HATASI ARANAN BİR UYARICI VE “REJİM DÜŞMANI “ ( ! ) OLURSAN… HZ. MUHAMMAD’E DÜŞMANLARI (HAŞA ) “ DELİ, CİNLENMİŞ , YALANCI… “ DEDİLER AMA HİÇ BİR DÜŞMANI ONA ” ŞEHVET DÜŞKÜNÜ , ÇIKARCI, RÜŞVETÇİ , …” DİYEMEMİŞTİR. ÖZELLİKLE BU KONULARDA DÜŞMANDAN DAHA İYİ ŞAHİT Mİ OLUR.. AYRICA EFENDİMİZİN OLAYA CİNSEL AÇIDAN YAKLAŞMADIĞININ BİR DİĞER DELİLİ BAZI ANNELERIMIZIN “YASLARINDAN DOLAYI” O TÜR IHTIYAÇ DÖNEMINI ÇOKTAN GEÇTİKLERİDİR HELE YAS 50 -65 ARASI İSE VE ÜLKE INSANLARIN ERKEN OLGUNLASIP YASLANDIGI SICAK BIR ÜLKEDE YAŞANILIYORSA … YAZI BÜTÜNÜ İLE OKUNUNCA ZATEN HZ. MUHAMMED’IN DÜNYA ZEVKINE DÜSKÜN OLMADIGININ ÖRNEKLERI ILE DOLU OLDUĞU GÖRÜLECEKTİR.
NE MUTLU O’NA VE O’NUN İZİNDEN GİDEBİLENLERE !
Bazı ön yargılı çevreler Hz. Zeynep annemiz ile Hz. Resul’ün evliliklerine dillerine dolarlar. Güya Hz. Zeynep’ten hoşlanan Hz. Resul onun eşinden boşanmasını bekleyip onunla evlenir. Halbuki Hz. Zeynep Hz. Resul’ün akrabasıdır ve daha onu kız iken tanımaktadır. İstese onunla kız iken evlenebilirdi. Halbuki evlenmedi ve kendi eli ile Zeynep’i evlatlığı olan kölesi ile evlendirir. Ailenin devamı için huzursuzluk baş gösterip, boşanma talepleri gelince Hz. Resul hep bunlara engel olur. Fakat aile kendiliğinden dağılıp boşanma vuku bulunca her konuda, her türlü tapuyu yıkmakla görevlendirilen Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah’ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı: Kadın savaşmıyor, miras alamaz, kız çocuğu uğursuzdur, namusumuza leke getirebilir, diri diri gömülmelidir. Soy erkek çocuktan devam eder, kız çocuk soyun kesilmesine neden olur…gibi bir çok günah – zararlı ön yargıları, yaşayarak, hayatıyla peygamber efendimiz yıkmış, yok etmiştir.
Hz. Muhammed’e atılan bir diğer iftira ‘da Hz. Safiye ile evlenmeleri olayıdır : Güya Hz. Resul esir olan Safiye annemize “ benimle evlenirsen seni serbest bırakırım , “ diye bir teklifte bulunmuştur. Halbuki olay şöyle gelişmiştir:
…Savaşta esir olan Yahudilerden olan Hz. Safiye ‘ye Hz. Resul “ sana bir teklifim var , istersen serbestsin mallarını al ve git , istersen sana evlenme teklif ediyorum ,Müslüman ol , yanımda kal “ teklifini özgür ve hür iradesiyle değerlendiren Hz. Safiye annemiz , kendi isteği ile teklifi kabul eder ve Hz. Muhammed’in yanında kalır. Bunun üzerine Müslümanlar “ biz annemizin akrabalarını esir etmeyiz , “ diyerek esir edilen tüm Yahudileri serbest bırakırlar… Yahudilerde bu gelişmeler üzerine İslam’a girerler…- Dinsiz T.Dursun iki maddeden oluşan teklifi tek maddede birleştirerek aktarır:” Benimle evlenirsen serbestsin!”..Düşünebiliyor musunuz, bu tek cümleye indirme ile Safiye annemizin seçme hakkı da ortadan kaldırılmış olunuyor.Amacı da bu zaten.Bilerek iftira böyle atılıyor işte.!”
OKU LAN DANGALAK OKU DA NE OLDUGUNU GÖR
İBLİSİN ARKADASI
eğer ALLAH varsa ne demek yaaa, ALLAH tabiki var it, sen ne bok yiyon dünyada ALLAH seni yaratmasaydıı. leylekler mi getirdi sanıyon… o kapasiteyle ancaa yanii.hoş görmek lazım,
ya arkadaşlar cavdar tarlası adlı arkadaşın yorumuna tepkiniz var ama bi kitapta okumuştum ben bu konuyu
9 yaşındaki bi çocukla peygamber efendimizin evlen mesi banada çok garip geliyor. bende bunu düşününce ürperiyorum. yani bilmiyorum belkide yakıştıramıyorum peygamberimize. ve yine bu kitapta 20’den fazla evlilik yaptığıda yer alıyor. daha birsürü şeyde var tabii.bazen mantıklı buluyorum bazen olamaz diyorum inanmıyorum.
çavdar dogru söylemiş. bu muhammed dediginiz adam uçkuruna düşkün insanları birşekilde kandıran etrafında toplayan yobaz herifin tekiymiş. benim görüşümde bu. Ha bu arada IP numarası isteyenlere sesleniyorum. Ulan sizin kralınız gelsin kaç kiloluk adamlarsınız ahmak yobaz geri zekalı herifler. Millet aya’a bayrak dikmiş siz hala 4 5 kadınla evlenme peşindesiniz. Uçkuruna düşkün herifler. site yöneticisi IP isteyenlere ver adresimi. mail’ adresimide ver. Görüşüm bu. saygı duymayan varsa ben duydurtturum !!
murat sana söyleyecegim su: yobaz mobaz, ne yapacaksın.! adamları 1400 yıl senin gibi insanlar cıkmıs garib degilmi 1400 yıl yobazlıkla itham ettigin bir din hala devam ediyor.ne dersin.merak edileni arastırmak herkesin dogal hakkı. fazla merak etme. kişinin gidecegi yer belli. orada zamanın bol olacak istegin sekilde sor sorgula ondan sonra imkanın olur ise gelenlere de anlatırsın. hic degilse senden sonra gelenlere anlatırsın. 26 murat akıllı insansın ama yorumlar insanlar icin asıl olan bir durum var kimse degiştiremiyor. bundan sonra da degiştirelemiyecek. ister inan ister inanma senin tercihin
Ben muhammedi savunanlara birşey demedim. Belli bir saat’den sonra kişilerin fikirlerini değiştirmek hayli zordur günümüzde !. Bunun bilincindeyim. Fakat biri cevap yazmış diye klavye erkekligine soyunanlara seslendim. Bende muhammed’in örnek bir kişi olmadıgını savunuyorum.
Sevgili yüksel ergen; çoğunluk öyle düşünüyor diye daima çoğunluk dogrudur haklıdır diye birşey olmaz…Olamaz. Tabiiki çoğunlukta yanılabilir. Benim birşeyleri araştırmama gerek yok ”Görünen köy klavuz istemez” Benim mantıgımın almadığı şey insanlığa örnek gösterilen(Oysa alakası yok) bir kişiye körükörüne inananların dayanağı ne? Benim iyiyi yada kötüyü görmem için muhammed’in hadislerine yada sözlerine ihtiyacım yok aklım mantığım yeter bana. Varsın düşünemeyenler araştıramayanlar öğrenemeyenler körükörüne inansınlar. Bu benim sorunum değil.
Tekrar söylüyorum her görüşe saygı !! Klavye erkekliğine soyunan çocuk beyinlilere sesleniyorum. Eminimki bir tokatlık takatiniz vardır. Yoksa efendi efendi yorum yapardınır.
kötü olmuş beğenmedin
allah iyi kapli
akıllı ve bizi zeki yaratmıs
arkadaşlar konuşsanıza
manyakça
manyakça olan ne ayşe? 🙂
selam sevgili murat…
sözlerin gercekten müslüman olan kardeslerimiz derinden yaraliyor.anlatilanlardan bir nebze olsun faydalanamamissan senin adina hakkaten üzüldüm bugün dünyanin heryerin insanlar islamiyeti sevgili peygamberimizin örnek yasantisiyla onun merhameti sevkatiyle onun bir cocuga döktügü gözyaslariyla kabulleniyor ve islamiyetin ne kadar sevgi üzerine oldugunu farkediyolar sense sahip olduklarini degerlendirmek yerine onlari kaybetme asamasindasin biliyormusun insanin imanla vicdan azabi duyamamasi cok aci birseydir
sen onu kaybetmissin sadece sen degil yarin birgün senin cocuklarinda senin bu düsüncelerinden cok agir bir sekilde etkileneceklerdir iste o zaman senin boynundaki vebal cok agir olur islamiyet asla ve asla asalama dini degildir insanlari herhaliyle kabullenen ve onu en iyi bir sekilde filizlendiren güzellik dinidir lütfen senden bir kul olarak tövbe etmeni rica ediyorum lütfen sana aleme rahmet olarak armagan eden rabbinden af dile saygilarimla…
Sevgili Leyla arkadaşım;
Benim sözlerim müslüman arkadaşları ne kadar yaralamışsa, emin ol müslüman arkadaşlarınkide sadece h.z muhammed’i eleştiren çavdar arkadaşı yaralamıştır.
Demekki sizin eşitlik anlayışınız bukadar. Sen benim inanmamamı eleştireceksin fakat ben senin inancını kutsal saydıgın şeyleri eleştirmeyeceğim. Hayır!!! koskoca bir Hayır diyorum. Ayrıca sen bütün dünyaya örnek kişilik teşkil ediyor demişsin H.z Muhammed için. Bende sana soruyorum sen peygambersin sen insanlara örnek bir kişisin diyelim… Sen 9 yaşındaki bir bakire kızla evlenirmisin? yada sen 20 nin üzerinde hanımla evlenirmisin? İnsanlar demezmi yahu gözün doysun be adam? sen böyle yaparsan insanlar ne yapsın. v.s.. v.s..
Ve nihayetinde Leyla hanım benim çocuklarımın nasıl olacagına gelince; Bırakalım kendi kararlarınıda onlar versin. Hayat onların araştırsınlar incelesinler akıllarına yatan neyse onu uygulasınlar. Benim annemde 5 vakit namaz kılar, diyebilirimki islamiyetin her sorumlulugunu yerine getiriyor. Bu benimde onun gibi olmamımı gerektiriyor? Benim aklım mantıgım yokmu? Bende böyle düşünüyorum H.z Muhammed kesinlikle yalan söylüyor, ona kitap falan inmedi, Her çağda akıllı ve insanları etrafında toplayan liderler çıkmıştır H.z Muhammede bunlardan biridir. Yaptıgı devrimin büyüklgünü anlatmaya hacet yok fakat kendini yüceltmesi yanlış. Görüşüm bu. Neden saygı duymuyosun? yani ben H.z Muhammed böyle dedim diye suçlumuyum? ha ozaman demekki sizin adalet anlayışınız özgürlük anlayışınız tek yönlü. Bende sizi kendi vicdanınızla başbaşa bırakıyorum… Kolay Gelsin.
yaw ben o kadar kufur den uzak kalayım desemde ıllahı bı kufur etıreceksız.Lan dalama arkadsım peygam ber efendımız bos bosuna evlenmıyor.ıslamıyetın buyumesı ıcın soyunu devam etıremek ıstıyor.fakat ne anlarsın kı sen.senın ınan cı nedır soylese bı.bu kadar guzel seyı kım yarratmıs senı dınlıyorum…………………………………………
___________________________________________________________________________________________________________
Be moron arkadaşım. Senin bu söylevine kargalar kahkahayla güler. Ulan embesil H.z Muhammed okadar kişiyle evlenmişte kaç çocuuğu var? nasıl islamiyetin büyümesi için çok evlilik yapmış? Ne alakası var Hıyar agasi? sen önce kelime türetmesini öğren idiot herif. Mantıklı şeyler konuş. Boş boş konuşma canımı sıkma. Benim inancımı senin o küçücük beynin idrak edemez. Git bişeyler öğren sonra buraya yorum yap Terbiyesiz herif.
sevgili murat
malesef sana aciklama yapsamda anladimki yarari yok ama istersen sana söyle bir kissa anlatayim ademoglu cennetten kovulduktansonra h.z havvadan ayriliga tahammülü kesildigi sirada gözlerindeki yaslar sellere karismis sonra rabbimize cenabi hakka yakarmis ey yerlerin göklerin sahibi ulu allahim beni h.z muhammeddin yüzü suyu hürmetine affeyle…
bunun üzerine rabbimizde sormus ey ademoglu ben daha muhammedi yaratmadimki sen onu nerden bildin söyle cevab vermis h.z adem ben insan olmaya hazir hale gelmis toprak iken gözlerimi actigimda ruh bedenime geldiginde semaya dönüktü yüzüm semada la ilahe illallah muhammed rasulallah alemler onun yüzü suyu hürmetine yaratilmisken inanmamak ve ona adi yakistirmalari yapmak size aci verir.lütfen kendinizi seytanin zincire vuruldugu su günlerde nefsine esir eylemeyen saglik ve selametle rabbim yardimciniz olsun
bazı arkadaşlar lan dallama yok manyakça gibi kelimeler kullanıyorlar peki savunup inandığınız din ve peygamberimiz küfür etmeyi aşşağılayıcı konuşmaları serbestmi kılmış acaba anlamıyorum.peygamberi savunayım derken bile günah işliyosunuz o zaman. herkes inanmak istediğine inanır dinde zorlama yoktur diye bişey var bunuda biliyosunuzdur herhalde? doğru bildiğin şeyi anlatırsın inanan inanır inanmayan inanmaz kimsenin kimseye küfür etmek aşşağilamak gibi bir hakkı yoktur. bu ne dinde yer alır ne adalette ne toplumda nede görgü ve ahlak kurallarında. bilmişlik yapanlar önce bişeyler öğrensinler sonra yorum yapsınlar,bilgi vermeye kalksınlar
Sevgili leyla arkadaşım; Ben kendimi yeterince anlatamadım sanırım. Ben diyorumki elma siz diyosunuzki armut. Bu şekilde tartışamayız. Bakın hepimize bizi yaratan akıl vermiş. Yani siz ademden havvadan yani hayal ürünü şeylerden bahsediyosunuz. Oysa Adem ve Havva’dan önce kimse yaşamamıştır diyen kur-an’ı kerimin yanıldığını şimdiye kadar dünya üzerinde yapılan tüm arkeolojik kazılar neticesinde fosiller yazıtlar yaşam kanıtları v.s kanıtlayan ve ortaya çıkaran bilim adamları ıspatlamıştır. Ayrıca pek ilgilenmememe ragmen sana kur-an’ı kerimin içinden 100 lerce çelişki çıkarabilirim. Biz insanız beynimiz aklımız var. Burada bir insanın insanlıga örnek kişi olup olmadıgını tartışıyoruz siz ademle havvaya taşıdınız konuyu. Ve hala aşşagılamaktan bahsediyosunuz. Bakın yukarıya dallama kelimesini ben kullanmadım bana kullanıldı. Çünkü o kelimeyi söyleyen kişi fikir üretemiyor düşünemiyor bu nedenle önemsemedimde kendisini. Fakat size mantıklı düşünün diyorum ve nihayetinde sizde sadece dünyayı kendi pencerenizde görüyosunuz 🙂
Fulya arkadaşım yorumun için Tşk. Ederim. İnsanların birbirini anlayabilmesi ve saygılı olması çok güzel bişey.
bence arkadaşlar öncellikle düşüncelere saygı duymayı öğrenmelisiniz biri dallama yazmış digeri hıyar embesil yazmış bunlar hiç hoş şeyler değil
Haketti yazdım. Yoksa yazmazdım. Önce birinin görüşlerine saygılı olmak zorunda. Eğer değilse onada kimse saygı göstermez.
rica ederim Murat arkadaşım ben belki çok çok dinin emrettiği şeyleri yerine getiren bi insan değilim ama en azından görgü ve ahlak kurallarını biliyor ve uyguluyorum. çoğu din ile alakalı burda bilmişlik yapıp ahkam kesen insanlardanda daha terbiyeli olduğumu düşünüyorum. insanlar inançlarıyla yargılanamaz.her inança saygı duyuyorum. peygamberi savunuyorlar küfür ederek nasıl oluyo bu kadar inanıp yolundan gittiğiniz peygamberin hiç küfür etmeyen mülayim bi insan olduğu kalp kırmadığını yazan kitaplarda var. peki neden peygamberinizin izinden gitmeyi denemiyosunuz o halde? mesela küfür etmeyerek. inancı kıt bu kızın diyebilirsiniz belki ama en azından insanlara ve farklı görüşlere daha çok saygılıyım kimseyi aşşağılamadım bu güne kadar.leyla hanım bi yorumunuzda rabbim yardımcınız olsun diye yazmışsınız güzel bi temenni madem öyle rabbim küfür ederek dini ve peygamberi savunanlarında yardımcısı olsun islah etsinmi denir artık.
bilemiyorum aslinda anlatmak istediklerim savunduklarim sizi yaralamak amacli degildir sanirim iyi bir uslup kullanmamisim kesinlikle insanlari görüsüne saygi duyarim dinde kesinlikle zorlama yoktur ancak kisiler islamiyeti secmisse bence bazi seylerle hem fikir olunma yolunda biseyler yapilmali neyse bu konu cokca uzadi yinede saygi duymaliyim ayrica küfre gelince bi kere ben küfür etmedim ve allahta beni o durumdan korusun küfür ve hakaret eden kardeslerimide allaha havale ediyorum
dediginiz gibi akliniza ve mantiginiza güveniyorsaniz
rasulu ekrem efendimizden yardim göremiyorsaniz s.a.s size faydali olmamissa yinede sizin görüsünüz ben öyle düsünmüyorumya…aciklama yapmak durumunda hissetmistim kendimi ama gerksizmis
islamiyeti öyle diri yasa ki,
seni öldürmeye gelen sende dirilsin…
hayirli günler.
Bizler insanız !. Ben şahsen çarşaf giyinip yasak ilişki kuran kadında tanıdım, rakı içip aynı gün namaz kılan adamda gördüm. Yani burada birileri küfürde edebilir. Diyorumya bizler insanız !. Bu dünyayı kirletenleriz. Bunlar farklı şeylerdir bir kenara bırakalım. Mesele Genel kavramlar üzerine evrensel düşünebilmektir. Diyorumya ”Herkes kendisinin öğretmenidir” Yani ben iyiyi kötüyü ayırt edebiliyosam ne hacet birilerinin bana öğretmesine? Yani H.z Muhammed olmasaydı ben cinayet işlemenin kötü bişey oldugunu görmeyecekmiydim? Bu nasıl bir mantıktır arkadaşlar.
Kısa kesiyorum; İsa ilk din hristiyanlıktır diyor sonrakiler taklitir. Muhammed son din hak dindir diyor. Yani anlayacağınız herbiri birşey söylüyor. Bende mantığım ve yüreğimin sesiyle yürüyorum 🙂 Kolay Gelsin.
murat sukert kı bu yazıyı okuyacak aradklar var senı yok sa topa dıker topdan ındırıp….. anladın gerısını adam akılı konus benden gelecegın yok gecmsın le baslarım senın senın.gerı zekalı malukat msn adresımı verıyom derdın warsa gel maymundan 5 dk once dogmus yaratıga bak burda artıslık yapıyor top. infazci.com@hotmail.com
senın bahsetıgın dın deıl herkez kendın ınandıgını yasar gerısı bostur benım dınım ıslamıyet neyın tartısmasını yapıyorsz ben onu anlamıyorum bılmem kı neyse murat zaten yazıları unlu bırsıı serefsızın bırısı lan neyse bos ver agzımı bozmayacm
murat ıbnenın cocgu yıne sınırlendırdın yazınla benı lan Allah askına msn mı kayıt et tammı canım arakdsım infazci.com@hotmail.com serefsızn cocgu kemık atan war kendısıne ınanmıyorsan ıslam dınıne sıktır get kafır
yok ulan yazıyı okuduk ca kufur edıyom burda sana.Anlyonmu torba ccocgu senı sokakta buldular galıba.ulan ınsangın son hayvanı yaw yok bugn sovmeyec ama bu sıtede bırazdaha kalısam burda senın hıc bırseyın kalmaz k.c.u.g.
“Hz. Resul Efendimiz isteseydi daha gençliğinde iken ; genç , zengin bir çok kızla evlenebilirdi. Bu imkanı vardı fakat evlenmemişlerdir:
Peygamber efendimiz kendi döneminde ‘Muhammedü’l-emin ‘ (güvenilir Muhammed ) olarak adlandırılmış ,sadece zenginlerin üye olabildiği ‘Hılfu’l-fudul’ derneğine zengin olmadığı halde kabul edilmiş ,çevresince kendine güvenilen ,genç,ahlaklı ve yakışıklı bir insandı.Kabeyi su bastığı zaman ‘ Haceru’l –esved ‘ taşını , kabile reisleri arasında tek reis olmayan peygamberimiz yerine koymuştur.Peygamber efendimiz peygamberliğini ilan ettiği zaman Mekkeli müşrikler peygamberimize şu teklifte bulunurlar : ‘Ey Muhammed eğer sen para istiyorsan sana para verelim, başımıza başkan olmak istiyorsan seni başkan yapalım, eğer istiyorsan seni kabilemizin güzel kızlarıyla evlendirelim.Yeter ki sen bu davadan yani İslam’ı anlatmaktan vazgeç. ‘
Peygamberimiz onlara şu cevabı verir: ‘Bir elime ayı , bir elime güneşi koysanız ben bu davadan vazgeçmem.’
Görüldüğü gibi Peygamberimizin dünya malına düşkün olması veya benzeri bir iddia gerçek olsa idi , daha genç iken tüm bu imkânları elinin tersi ile bir kenara itmemesi gerekirdi!Ama O Yüce insan , insanları battığı ahlaksızlık ve kötülük batağından kurtarmak için mücadele ve iftiralara muhatap olma pahasına iyiliği tebliğ ve yayama yolunu tercih etmişlerdir…
Peygamberimiz 25 yaşına kadar evlenmemiş , ibadetle meşgul olmuştur.
Peygamber efendimiz 25 yaşında iken 40 yaşında ve dul olan Hz. Hatice ile evlenir.Hz. Resul Hatice annemizle zenginliği için evlenmemiştir.Çünkü Hz. Resul , Hz. Hatice’nin tüm malını Allah yolunda dağıtmıştır(Hz. Resul daha sonra kendisine gönderilen hediye ve altınları da fakirlere dağıtacaktır.) Hz. Hatice ile peygamberimiz 25 sene evli kalırlar.Hz. Hatice , peygamberimize :’Ey Muhammed ben yaşlandım , artık başka hanımla evlen ‘ deyince peygamberimiz şu cevabı verir: ‘ Böyle söyleme Hatice , üzülürüm.’Hz. Hatice 65 yayında vefat eder. Hz. Resul 2-3 sene daha kimse ile evlenmez , 53 yaşına gelir.
Not : O dönemde ‘sahabi’ ( Peygamber Efendimizin arkadaşları) savaşlarda şehit oluyor, eşleri dul, çocukları yetim kalıyordu. Peygamberimiz sahabiye bu dul hanımlar ile evlenmelerini, onları evsiz, çocuklarını bakımsız bırakmamalarını tavsiye ediyor, kendisi de bu dul hanımlar ile 53 yaşından sonra evleniyorlar.
Hz. Sevde: 53 yaşında, dul.
Hz. Aişe: Peygamberimizin dul olmayan tek eşidir. Peygamberimiz genç yaşta olan (17-18 yaşlarında : Hz. Aişe’nin ablası Esma hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre onun da hicrette tam 17 yaşında olması gerekir. Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir-) Hz. Aişe ile evlenir. Müslüman hanımların sormaya utandığı sorulara cevap vermesi için peygamberimiz Hz. Aişe ile evlenmiş ve onu öğretmen olarak yetiştirmiştir. Hz. Aişe peygamberimizden 2000 hadis rivayet etmiş, Müslüman kadın ve erkeklere öğretmenlik yapmış, hatta Müslüman orduların komutanlığını dahi üstlenmiştir.
Hz. Hafsa: Dul,
Huzeyfe kızı Zeynep: 60 yaşında dul,
Ümmü Seleme: 65 yaşında 4 çocuklu dul,
Cahş kızı Zeynep: Dul,
Ümmü Habibe: 55 yaşında dul,
Cüveyriye, Safiye: Esir (esir ve cariyelerle evlenmek âdet değil iken peygamberimiz onlar ile evlenerek onların da aile kurma haklarının olduğunu , onlarında insan olduğunu çevresindekilere ispat eder .)
Meymune: 2 çocuklu dul,
Mısırlı Mariye: Cariye
Hz. Resul 50 küsür yaşına kadar tek eşle evli kalıyor ,her türlü dünyevi teklifleri reddediyor ve 50 yaşından sonra genç ve zengin bir çok kız yerine koruma ve tebliğ amacını güden , karşılıklı rızaya dayanan evliliklerini objektif olarak inceleyen herkes evliliklerin hiç birinde dünyevi bir amaç olmadığını görebilirler yeter ki tarafsız olarak olayları inceleyebilelim.
Bazılarının aklına şu soru takılabilir, evlenmeden o kadınlara yardım yapılamaz mı idi ?
NE KADAR IYI BILINIRSE BILINSIN BIR ERKEK DUL BIR KADININ EVINE ARADA BiR BILE OLSA VE KADINLAR 50-55-65 YASLARINDA BILE OLSA UGRARSA DEDIKODU KAÇINILMAZ OLUR! ÖZELLIKLE BÜTÜN PROJEKTÖRLER ÜZERINE ÇEVRILI VE DEVAMLI HATASI ARANAN BİR UYARICI VE “REJİM DÜŞMANI “ ( ! ) OLURSAN… HZ. MUHAMMAD’E DÜŞMANLARI (HAŞA ) “ DELİ, CİNLENMİŞ , YALANCI… “ DEDİLER AMA HİÇ BİR DÜŞMANI ONA ” ŞEHVET DÜŞKÜNÜ , ÇIKARCI, RÜŞVETÇİ , …” DİYEMEMİŞTİR. ÖZELLİKLE BU KONULARDA DÜŞMANDAN DAHA İYİ ŞAHİT Mİ OLUR.. AYRICA EFENDİMİZİN OLAYA CİNSEL AÇIDAN YAKLAŞMADIĞININ BİR DİĞER DELİLİ BAZI ANNELERIMIZIN “YASLARINDAN DOLAYI” O TÜR IHTIYAÇ DÖNEMINI ÇOKTAN GEÇTİKLERİDİR HELE YAS 50 -65 ARASI İSE VE ÜLKE INSANLARIN ERKEN OLGUNLASIP YASLANDIGI SICAK BIR ÜLKEDE YAŞANILIYORSA … YAZI BÜTÜNÜ İLE OKUNUNCA ZATEN HZ. MUHAMMED’IN DÜNYA ZEVKINE DÜSKÜN OLMADIGININ ÖRNEKLERI ILE DOLU OLDUĞU GÖRÜLECEKTİR.
NE MUTLU O’NA VE O’NUN İZİNDEN GİDEBİLENLERE !
Bazı ön yargılı çevreler Hz. Zeynep annemiz ile Hz. Resul’ün evliliklerine dillerine dolarlar. Güya Hz. Zeynep’ten hoşlanan Hz. Resul onun eşinden boşanmasını bekleyip onunla evlenir. Halbuki Hz. Zeynep Hz. Resul’ün akrabasıdır ve daha onu kız iken tanımaktadır. İstese onunla kız iken evlenebilirdi. Halbuki evlenmedi ve kendi eli ile Zeynep’i evlatlığı olan kölesi ile evlendirir. Ailenin devamı için huzursuzluk baş gösterip, boşanma talepleri gelince Hz. Resul hep bunlara engel olur. Fakat aile kendiliğinden dağılıp boşanma vuku bulunca her konuda, her türlü tapuyu yıkmakla görevlendirilen Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah’ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı: Kadın savaşmıyor, miras alamaz, kız çocuğu uğursuzdur, namusumuza leke getirebilir, diri diri gömülmelidir. Soy erkek çocuktan devam eder, kız çocuk soyun kesilmesine neden olur…gibi bir çok günah – zararlı ön yargıları, yaşayarak, hayatıyla peygamber efendimiz yıkmış, yok etmiştir.
Hz. Muhammed’e atılan bir diğer iftira ‘da Hz. Safiye ile evlenmeleri olayıdır : Güya Hz. Resul esir olan Safiye annemize “ benimle evlenirsen seni serbest bırakırım , “ diye bir teklifte bulunmuştur. Halbuki olay şöyle gelişmiştir:
…Savaşta esir olan Yahudilerden olan Hz. Safiye ‘ye Hz. Resul “ sana bir teklifim var , istersen serbestsin mallarını al ve git , istersen sana evlenme teklif ediyorum ,Müslüman ol , yanımda kal “ teklifini özgür ve hür iradesiyle değerlendiren Hz. Safiye annemiz , kendi isteği ile teklifi kabul eder ve Hz. Muhammed’in yanında kalır. Bunun üzerine Müslümanlar “ biz annemizin akrabalarını esir etmeyiz , “ diyerek esir edilen tüm Yahudileri serbest bırakırlar… Yahudilerde bu gelişmeler üzerine İslam’a girerler…- Dinsiz T.Dursun iki maddeden oluşan teklifi tek maddede birleştirerek aktarır:” Benimle evlenirsen serbestsin!”..Düşünebiliyor musunuz, bu tek cümleye indirme ile Safiye annemizin seçme hakkı da ortadan kaldırılmış olunuyor.Amacı da bu zaten.Bilerek iftira böyle atılıyor işte.!”
Hicretin 9. yılında,[1] Peygamberimiz Aleyhisselam, zevcelerinin kendisine karşı takındıkları bazı uygunsuz tutum ve davranışlarından dolayı, bir ay yanlarına uğramamaya yemin etmişti.[2] Peygamberimiz Aleyhisselamin inzivaya çekildiği sıradaki zevceleri:
1. Hz. Âişe binti Ebi Bekr,
2. Hz. Hafsâ binti Ömer,
3. Hz. Safiyye binti Huyey,
4. Hz. Şevde binti Zem´a,
5. Hz. Ümmü Habibe binti Ebu Süfyan,
6. Hz. Ümmü Seleme binti Ebu Ümeyye,
7. Hz. Zeyneb binti Cahş,
8. Hz. Meymûne binti Haris,
9. Hz. Cüveyriye binti Hârisü´l-Mustalakî idi.[3]
Ümmü´l-Cülendah gibi bazı münafık kadınlar da, Peygamberimiz Aleyhisselamın kadınları ile düzenini bozmaya çalışmaktan geri durmuyorlardı.[4]
Peygamberimiz Aleyhisselamdan Zevcelerinin İstedikleri Şeyler
Zevcelerinin Peygamberimiz Aleyhisselamdan istedikleri:
a) Dünya yaşantısı ve geçim bolluğu,[5]
b) Giyim kuşam [6]
c) Dünya mutluluğu, [7]
d) Bol nimetler içinde gösterişli yaşantı idi. [8]
Deniliyor ki; Peygamberimiz Aleyhisselamın zevceleri bir gün biraraya gelerek: “Biz Peygamber Aleyhisselamdan başkasıyla evli olsaydık, herhalde bizim de itibarımız, elbiselerimiz ve ziynetlerimiz olurdu!” diyecek kadar ileri gittiler.
Peygamberimiz Aleyhisselamdan her biri birtakım şeyler istediler. Bu cümleden olarak:
1. Hz. Ümmü Seleme, damgalı kumaştan yapılmış kısa bir elbise,
2. Hz. Meymûne, pahalı Yemen kumaşından yapılmış, altlı üstlü iki parça elbise (etek, ceket),
3. Hz. Zeyneb, Yemen kumaşından yapılmış bir elbise,
4. Hz. Ümmü Habibe, ak bezden yapılmış pamuklu bir elbise,
5. Hz. Hafsâ, Mısır işi bir elbise,
6. Hz. Cüveyriye, bir başörtüsü,
7. Hz. Şevde, Hayber kadifesi istemiş;
8. Hz. Âişe bir şey istememişti.[9]
9. Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Allah´ım! Muhammed´in ev halkının rızkını, yetecek kadar ver!” diyerek dua etmiş bulunuyordu. [10] Kendisi, Medine´ye gelişinden Rabbine kavuşuncaya kadar, üç gün arka arkaya doyasıya buğday ekmeği bile yemediği gibi, ev halkının da ardarda iki-üç gün doyasıya arpa ekmeği yedikleri olmamıştır. Bazan, bir ay ateş yakmadan dururlar da, [11] ocaklarının tüttüğü görülmezdi. [12] Hz. Âişe´nin bildirdiğine göre; Peygamberimiz Aleyhisselamın zevceleri iki gruba ayrılmışlardı. Gruplardan birisinde:
1. Hz. Âişe,
2. Hz. Hafsâ,
3. Hz. Safiyye,
Diğer grupta da:
1. Hz. Ümmü Habibe,
2. Hz. Ümmü Seleme,
3. Hz. Zeyneb,
4. Hz. Meymûne,
5. Hz. Cüveyriye bulunuyordu. [13]
Hz. Âişe ile Hz. Hafsâ, Peygamberimiz Aleyhisselama karşı birbirlerini desteklemekte, birbirlerine arka çıkmakta idiler. [14]
Peygamberimiz Aleyhisselam Hz. Hafsâya bir sırrı söylediği ve gizli tutmasını da sıkı sıkı tenbih eylediği halde, o bunu Hz. Âişe´ye söylemişti.
Bu hadise de, Kur´ân-ı Kerîm´de şöyle açıklandı:
“Hani, Peygamber, kadınlarından birine gizli birşey söylemişti de, o kadın bunu habervermiş; Allah da Peygamberine açıklayınca, Peygamber, bunun ancak bir kısmını ona bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti.
Peygamber bunu kendisine söyleyince, kadın:
´Bunu sana kim haber verdi?´ diye sordu.
Peygamber de:
´Bana, herşeyi bilen, herşeyden haberi olan Allah haber verdi!´ dedi. [15]
Bazı rivayete göre; Peygamberimiz Aleyhisselam Hz. Hafsâya, kendisinden sonra Hz. Ebu Bekir´in, ondan sonra da Hz. Ömer´in halife olacağını haber vermişti. [16]
Yüce Allah, Peygamberimiz Aleyhisselama indirdiği âyette, Peygamberimiz Aleyhisselama karşı birbirlerini destekleyen Hz. Âişe ile Hz. Hafsâ´yı şöyle uyardı:
“Eğer her ikiniz de Allah´a tevbe ederseniz, ne âlâ!
Gerçekten, sizin kalbleriniz kaymıştır.
Yok! Onun aleyhinde birbirinize arka olursanız, hiç şüphesiz, Allah bizzat onun yardı m asıdır!
Cebrail de, mü´minlerin salih olanları da, bunların ardından bütün melekler de, ona yardımcı dır.” [17]
Hz. Âişe der ki:
“Resûlullah Aleyhisselam, tatlıyı ve balı severdi.
İkindi namazını kılıp dönünce, kadınlardan birinin yanına varırdı.
Hafsâ´nın odasına varıp onun yanında herzamanki kalışından daha çok kalınca, [18] kıskandım. [19]
Resûlullahın Hafsâ´da bu kadar kalışının sebebini sordum.
Hafsâ´ya kavminden bir kadın küçük bir tulum bal hediye etmiş, o da bu baldan şerbet yapıp Resûlullaha içirmiş!
Kendi kendime:
´Biz de, vallahi, ona bir tedbir düşünürüz!1 dedim.
Bunu Şevde binti Zem´aya anlattım ve dedim ki:
´Resûlullah yakında senin yanına gelecektir. Yanına gelince, ona:
´Yâ Rasûlallah! Megâfir mi yedin?´ dersin.
O, sana:
´Hayır!´ diyecektir.
Bunun üzerine, sen ona:
´Ya bu koku nedir?1 dersin.
[Resûlullah Aleyhisselam, üzerinde böyle ağır koku bulunmasından hiç hoşlanmazdı.]
Tabiî ki, sana:
´Hafsâ bana bir bal şerbeti içirmiştü´ diyecektir.
Sen de o zaman:
´Demek o balın arısı urfut* ağacından yayılmış, bal toplamış!´ dersin.
Ona ben de böyle diyeceğim!´
Safiyye´ye de:
´Ey Safiyye! Sen de ona böyle dersin!´ dedim.
Şevde:
´Kendisinden başka ilah olmayan Allah´a yemin ederim ki; Resûlullah Aleyhisselam yanıma geldiğinde, ey Âişe, söylememi istediğin sözü, senden korktuğum için, Resûlullah Aleyhisselam daha kapıda iken, neredeyse s öyleyi verecektim!1 dedi.
Resûlullah Aleyhisselam yanına gelince, Şevde:
´Yâ Rasûlallah! Megâfir mi yedin?´ diye sordu.
Resûlullah Aleyhisselam:
´Hayır!´ buyurdu.
Şevde:
´Ya bu koku nedir?1 diye sordu.
Resûlullah Aleyhisselam:
´Hafsâ bana bir bal şerbeti içirmişti´ buyurdu.
Şevde:
´Demek ki, o balın arısı urfijt ağacından yayılmış, bal toplamış´ dedi.
Resûlullah Aleyhisselam benim yanıma geldiği zaman, ben de kendisine böyle söyledim.
Sonra, Safiyye´nin yanına vardı.
O da bunun gibi söyledi.
Resûlullah Aleyhisselam Hafsâ´nın yanına varınca, Hafsâ:
´Yâ Rasûlallah! Sana şu bal şerbetinden yine içireyim mi?´ diye sordu.
Resûlullah Aleyhisselam:
´Hayır! Artık onun bana gereği yok!´ buyurdu.
Hafsâ, bana:
´Sübhânallah! Vallahi, onu bal şerbetinden mahrum ettin!?´ dedi.
Ben de, ona:
´Sus, sesini çıkarma!´ dedim.” [20]
Hz. Âişe, Hafsâya karşı yaptığı bu işin açığa çıkmasından korktu. [21]
Peygamberimiz Aleyhisselamın zevceleri, gerek birtakım dünyalıklar isteyip durmalarıyla, gerek birbirlerini kıskanmalarıyla, Peygamberimiz Aleyhisselamı üzmüşlerdi. [22]
Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam, kadınlarının odalarından ayağını çekip, Meşrebe diye anılan çardakta 29 gece yalnız başına oturdu. [23]
Sabah akşam, yemeğini orada tek başına yedi. [24]
Peygamberimiz Aleyhisselam, evvelce, attan hurma kütüğü üzerine düşüp sağ yan bacağı sıyrıldığı zaman da [25] Meşrebe´ye çekilmişti. [26]
Sahabileri kendisini orada ziyaret etmişler, Peygamberimiz Aleyhisselam orada oturarak namaz kılmış ve ki İdi rm işti. [27]
Kadınlarından bir aylık inzivasını da bu Meşrebe´de geçirdi.
Burası, Peygamberimiz Aleyhisselama, [28] Hz. Âişe´ye aitti. [29]
Hz. Ömer der ki:
“Vallahi, biz Cahiliye çağında kadınları hiçbir işte hesaba almazdık.
Yüce Allah onlar hakkında indirdiğini indirinceye ve kendilerine verdiği payı verinceye kadar, [30] biz Kureyş cemaati, kadınlara hakim durumda bir kavim idik.
Medine´ye geldiğimiz zaman, orada bir kavim bulduk ki, kadınları onlara hakim bulunuyor.
Nihayet, bizim kadınlarımız da, onların kadınlarından öğrenerek, bize tahakküme başladılar.
Medine´deki evim, Avâlî mevkiinde Benî Ümeyye b. Zeyd mahallesinde idi.
Bir gün [31] bir iş üzerine kendi kendime düşünürken, karım işe karışarak ´Şöyle şöyle yapsana?´ dedi. [32]
Onun böyle işime karışmasından, bana itirazımsı karşılık vermesinden hoşlanmadım, kızdım, kendisini azariadım: [33]
´O iş seni ne ilgilendirir?! Benim yapmak istediğim bir işte sen hangi hakla bana teklifte bulunmaya kalkışıyorsun?!´ dedim.
Karım:
´Şaşılır sana ey İbn Hattab! Sen kendine itirazımsı karşılık verilmesinden hoşlanmıyor, [34] beni azarlıyorsun ama, vallahi Peygamber Aleyhisselamın kadınları bile ona itirazımsı karşılık veriyor, söyleniyorlar.
Hem onlardan herhangi biri, o gün, geceye kadar, kendisinin yanına da uğramıyor. [35] Hatta, senin kızın bile Resûlullah Aleyhisselama itirazımsı karşılık veriyor, sesleniyor da, Resûlullahın o gününü öfkeli geçirtiyor!´ dedi . [36]
İçimden:
´Onlardan, bunu yapan kadın, muhakkak hüsrana uğrar!´ dedim. [37]
Hemen kalkıp yerime vardım. Ridamı üzerime aldım, yola çıktım. Hafsâ´ya kadar gittim.
Ona:
´Ey kızcağızım! [38] Sen Resûlullah Aleyhisselama itirazımsı karşılık veriyor, söyleniyor, [39] hatta kendisinin o gününü öfkeli geçirtiyormuşsun, öyle mi?´ diye sordum. [40]
Hafsâ:
´Evet! Vallahi, hepimiz ona karşılık verir, söyleniriz!1 dedi. [41]
´Sizlerden herhangi birinizin o gün geceye kadar Resûlullah Aleyhisselamın yanına uğramadığı da oluyor mu?´ diye sordum.
´Evet!´ dedi.
´İçinizden her kim böyle yaparsa, muhakkak o hüsrana ciüşer! [42]
Ey kızcağızım! Bilirsin ki; ben seni Allah´ın azabından ve Resûlünün gazabından sakındırır dururum. [43]
Herhangi biriniz, Allah´ın kendisine Resûlünün gazabından dolayı gazab etmeyeceğinden emin mi bulunuyor?
Allah´ın gazab ettiği ise helak olur gider.
Sen sakın Resûlullah Aleyhisselama karşı itiraz yollu karşılık verme, söylenme!
Kendisinden de birşey istemeye kalkma!
Neye ihtiyacın olursa, onu benden iste! [44]
Ey kızcağızım! [45] Sakın şu komşun[46] arkadaşın-olan Âişe´nin senden daha güzel ve Resûlullaha senden daha sevgili olması dolayısıyla nazlanması, itiraz yollu karşılık vermesi seni aldatmasın!´ dedim. [47]
Resûlullah Aleyhisselama karşı böyle cephe aldıkları zaman, Resûlullahın kadınlarına:
´Eğer o sizi boşayacak olursa, onun Rabbinin ona sizin yerinize sizden daha hayırlılarını vermesi memuldur1 dedim.[48]
Hafsâ´nın yanından ayrılıp, akrabam olan Ümmü Seleme´nin yanına vardım. Ona da, söyleyeceklerimi söyledim.
Ümmü Seleme:
´Şaşarım sana ey İbn Hattab! Sen herşeye girdin, karıştın durdun!
Resûlullah Aleyhisselamla kadınları arasına da girmek istiyorsun?!´ dedi.
Bu söz beni öyle bir tutuş tuttu ki, içimde duyduğum endişe ve üzüntüden bir kısmını kırdı, dağıttı . [49]
Ensardan bir komşumla birlikte Benî Ümeyye b. Zeydlerin yurdunda otururdum. [50] Resûlullah Aleyhisselamın yanına bu komşumla nöbetleşe inerdik. Bir gün o iner, bir gün ben inerdim. Ben, indiğim zaman, o gün vahiy vesairenin haberini komşuma getirirdim. O indiği zaman da, böyle yapardı. [51]
O sırada, Gassan hükümdarlarından birinin üzerimize yürümek istediğini ve bizimle savaşmak için atlarını nallatmakta olduklarını haber almıştık. [52]
Yüreklerimiz, onların endişesiyle dolu bulunuyordu. [53]
Arkadaşım iniş nöbeti günlerinden birinde idi ki, [54] yatsı vakti bana geldi. [55] Birdenbire kapımı hızlı hızlı çalmaya, [56] ´Aç! Aç!´[57] diyerek seslenmeye başladı. [58]
Çok korktum. Hemen yanına çıktım.
Bana:
´Çok büyük bir hadise oldu!1 dedi. [59]
´Nedir o hadise? [60] Yoksa Gassanlar mı geldi?´ dedim.
Arkadaşım:
´Hayır! Ondan daha büyük, daha ağır! [61]
Resûlullah Aleyhisselam kadınlarından inzivaya çekilmiş! [62] Kadınlarını boşamış!´ dedi. [63]
İçimden:
´Hafsâ ile Âişe´nin bumu sürtüldü! Hafsâ hüsrana uğradı!
Ben zaten böyle birşey olacağını zan ve tahmin edip duruyordum!1 dedim.” [64]
Hz. Ömer, bu haberi alınca başına toprak saçmış ve:
“Allah, Ömer´i ve kızını ayıplamaz mı?” demişti. [65]
Hz. Ömer, hadiseyi anlatmaya devamla şöyle der:
“Sabah namazını kılınca, giyinip kuşandım. Sonra, Medine´ye indim.
Hafsâ´nın yanına vardım. Ağladığını gördüm. [66]
Mü´minlerin diğer analarının odalarına da uğradım. Hepsinde ağlamalar vardı. [67]
Mescide girdiğim zaman da, gördüm ki; halk, canlarının sıkıntısından, üzüntülerinden, çakıllı yeri d üşüştürüyorlar ve:
´Resûlullah Aleyhisselam kadınlarını boşamış!´ diyorlardı.
Kendi kendime:
´Ben bu işi muhakkak öğrenirim!1 dedim.
Hemen Âişe´nin yanına varıp, ona:
´Ey Ebu Bekir´in kızı! Demek sen işi Resûlullah Aleyhisselama eziyet verecek dereceye vardırdın hâ?Medim.
Âişe:
´Ey Hattab´ın oğlu! Benim seninle ne işim var?! (Benim işim seni ne ilgilendirir?!) Sen kendi heybenle (kızınla) ilgilen!1 dedi.
Bunun üzerine, Ömer´in kızı Hafsâ´nın yanına vardım.
Ona da:
´Ey Hafsâ! Demek sen işi Resûlullah Aleyhisselama eziyet verecek dereceye vardırdın hâ?!
Vallahi, sen de pekâlâ bilirsin ki; Resûlullah Aleyhisselam seni sevmiyondur!
Ben olmasam, seni muhakkak boşardı!´ dedim.
Hafsâ, son derecede ağlamaya başladı. [68]
Ona:
´Sen ne diye ağlıyorsun? Ben seni bundan sakındırmamış mı idim?´ dedim. [69]
Ona:
´Resûlullah Aleyhisselam sizleri boşadı mı?´ diye sordum.
Hafsâ:
´Bilmiyorum!´ dedi. [70]
Ona:
´Resûlullah Aleyhisselam nerede?´ diye sordum. [71]
Hafsâ:
´O, şuradaki Meşrebe´de! [72] Meşrebe gilarında [hücresinde] [73] inzivaya çekilmiş bulunuyor!´ dedi.
Hemen oraya varınca, karşıma Resûlullah Aleyhisselamın kölesi Rebah çıkmaz mı!
Kendisi, Resûlullah Aleyhisselamın Meşrebe´ye çıkar, Meşrebe´den inerken, merdiven basamağı gibi üzerine bastığı kütüğe de ayaklarını dayamış, oturuyordu.
Bu zenci köleye: [74]
´Ey Rebah! Yanındaki Resûlullah Aleyhisselamın huzuruna girmek için bana kendisinden izin iste!´ diyerek seslendim.
Rebah bir içeri baktı, bir de bana baktı. Fakat birşey söylemedi. [75]
Dönüp Mescide gittim.
Minberin çevresinde birtakım kimseler oturmuşlardı. Bazıları ağlıyorlardı.
Orada ben de biraz oturdum. İçimde duyduğum endişe ve üzüntü bana galebe çaldı. Tekrar kölenin yanına vardım ve:
´Ömer´in içeri girmesi için izin iste!´ dedim.
Köle, içeri girdikten sonra, yanıma çıktı ve:
´Seni kendisine söyledim, sustu, birşey söylemedi´ dedi.
Yine, dönüp Mescide gittim. Minberin yanında oturdum.
İçimde duyduğum endişe ve üzüntü bana galebe çaldı da, tekrar kölenin yanına vardım. [76]
Sesimi yükselterek:
´Ey Rebah! Resûlullah Aleyhisselamın huzuruna girmem için izin iste!
Herhalde Resûlullah Aleyhisselam benim Hafsâ için geldiğimi sanıyor!
Vallahi, Resûlullah Aleyhisselam onun boynunu vurmamı bana emrederse, boynunu da vururum!´ diye seslendim. [77]
Köle, içeri girdikten sonra, yanıma çıktı.
´Seni kendisine söyledim. Sustu. Birşey söylemedi´ dedi.
Bunun üzerine geri dönüp giderken, köle beni çağırdı ve:
´Gir içeri! Sana izin verdi!´ dedi.
İçeri girdim. Resûlullah Aleyhisselama selam verdim.
Gördüm ki; Resûlullah Aleyhisselam bir hasırın üzerine uzanmış!
Hasırın örgüleri kendisinin böğründe iz yapmıştı ! [78]
Hasırla bedeni arasında birşey (bir döşek) de bulunmuyordu!
Başının altında, içine hurma lifi doldurulmuş bir (ot) yastık vardı. [79] Ben oturunca, Resûlullah Aleyhisselam
izarını (yorgan gibi) üzerine çekti.
Zaten, üzerinde ondan başka da birşey yoktu! [80]
Resûlullah Aleyhisselamın hücresine (gilarına) göz gezdirdiğim zaman, gördüm ki; avuçla avuçlanacak kadar azıcık, bir sa´a* yakın arpa. [81] Ayaklarının yanına da, onun kadar (deri dabaklan-masında kullanılan) garez (selem ağacı posası) dökülmüş! Başucunda ise, dabaklanması tamamlanmamış bir posteki asılı idi.
Resûlullah Aleyhisselamın böğründeki hasır izlerini görünce, gözlerimin yaşını tutamayarak ağlamaya başladım. [82]
Resûlullah Aleyhisselam:
´Ey İbn Hattab! Neye ağlıyorsun?´ diye sordu. [83]
´Ey Allah´ın Peygamberi! Ben ne diye ağlamayayım ki; üzerine uzandığın şu hasır senin böğründe izler yapmış! Şu da senin yatıp kalktığın tamtakır hücren ki, içinde birkaç şeyden başka birşey göremiyorum ! [84]
Vallahi, çok iyi biliyorum ki, sen Allah katında Kisrâ ve Kayser´den daha şerefli ve kıyım etlisin ! [85]
Halbuki yâ Rasûlallah! Kisrâ ve Kayser, bulundukları refahlı yaşantı içinde dem sürüyor! [86] Nimetler ve nehirler içinde yüzüyorlar! [87]
Sen ise, yâ Rasûlallah! Görmüş olduğum yerde ve şu haldesin!? [88] Sen ki, Allah´ın Resûlü[89] ve en seçkin kulusun!
Hal böyle iken, işte şu hücren tamtakır!´ dedim. [90]
Bunun üzerine, Resûlullah Aleyhisselam, bana:
´Ey İbn Hattab! Sen dünyanın onlara, ahiretin de bize ait olmasına razı değil misin?´ diye sordu.
Ben de:
´Evet! Razıyım!´ dedim. [91]
Resûlullah Aleyhisselam:
´Öyleyse, bu iş böyledir ve böyle olacakür!´ buyurdu. [92]
´Yâ Rasûlallah! Bari Allah´a dua et de, ümmetine geçim bolluğu versin!
Allah´a ibadet etmezlerken, Allah onlara (gayrimüslimlere) geçim bolluğu vermiştir!´ dedim.
Ben böyle söyleyince, Resûlullah Aleyhisselam, doğrulup oturdu ve:
´Ey İbn Hattab! Yoksa sen şüphe içinde misin?!
Onlar hazları, nasipleri dünya hayatında tez elden verilip geçiştirilen bir kavimdir!´ buyurdu. [93]
´Öyleyse yâ Rasûlallah! Benim için Allah´tan mağfiret dile!´ dedim. [94]
´Yâ Rasûlallah! Yüzünde gazab eseri görüyorum.
Yoksa, kadınlarının sana karşı takındıkları tutum canını mı sıkıyor?
Şayet sen onları boşarsan, Allah seninledir.
Allah´ın melekleri Cebrail, Mikâil, ben, Ebu Bekir ve mü´minler de seninledir!´ dedim . [95]
Kimlere ve neler söylediğimi Resûlullah Aleyhisselama birer birer anlatıp, Ümmü Seleme´nin haberine geldiğim zaman gülümsedi. [96]
´Yâ Rasûlallah! [97] Kadınlarını boşadın mı?´ diye sondum. [98]
Resûlullah Aleyhisselam başını bana doğru kaldırıp: [99]
´Hayır!´ buyurdu.
´Allâhuekben!´ dedim. [100]
´Yâ Rasûlallah! Ben Mescide gindiğimde Müslümanlar üzüntülerinden çakılları dürtüp kanştınıyonlan, ´Resûlullah Aleyhisselam kadınlarını boşamış!´diyorlardı.
İneyim de, boşamadığını onlana habenveneyim mi?´ dedim.
Resûlullah Aleyhisselam:
´Haber vermek istiyorsan, evet! Haber ver!´ buyurdu.
Yüzünden gazabı açılıncaya kadar, konuşmaya devam ettim.
Nihayet, şenlendi, güldü.
Sonra, Meşrebe´den indi, ben de indim.
Ben basamaklı kütüğe tutunarak inmiştim.
Resûlullah Aleyhisselam ise, sanki yeryüzünde yürür gibi inmiş, inerken de eliyle bir yere dokunmamış, tutunmamı ştı.
´Yâ Rasûlallah! Hücrede 29 gün kaldın!´ dedim.
Resûlullah Aleyhisselam:
´Bu ay 29 gündür!´ buyurdu.
Mescidin kapısına dikilip en yüksek sesimle:
´Resûlullah Aleyhisselam kadınlarını boşamam ıştır!´ diyerek bağırdım.
Bunun üzerinedir ki, Yüce Allah Tahyir âyetlerini indirdi.[101] ve o âyetlerde şöyle buyurdu:
´Ey Peygamber!
Allah´ın sana helâl kıydığı şeyi, kadınlarının hoşnutluğunu arayarak, sen ne diye haram edersin?
Bununla birlikte, üzülme! Allah çokyarlıgayıcı, çok esirgeyicidir.´”[102]
“Ey Peygamber! Kadınlarına de ki:
´Eğer siz dünya yaşantısı ve onun ziynetini istiyorsanız, geliniz, size boşanma bedellerini vereyim de, hepinizi güzellikle salıvereyim.
Eğer Allah´ı, Allah´ın Resûlünü ve ahiretyurdunu istiyorsanız, şüphe yok ki, Allah sizlerden, güzel hareket edenler için, büyük bir mükâfat hazırlamıştır.” [103]
Hz. Âişe´nin bildirdiğine göre; Peygamberimiz Aleyhisselam zevcelerini ya dünyayı ve dünya ziynetini, ya da Allah´ı ve Allah´ın Resûlünü ve ahiret yurdunu tercih etmeleri hususunda serbest bırakmakla emrolunduğu zaman, Hz. Âişe´nin yanına varmıştı. [104]
Hz. Âişe:
“Yâ Rasûlallah! Yanımıza bir ay uğramamaya yemin etmiştin. Sen ise, aydan 29 gün geçince uğradın. Ben onları (geçen günleri) sayıp duruyordum” dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Bu ay, 29 gündür. [105]
Ey Âişe! Ben sana bir iş açıklayacağım ki, onu ana ve babana danısıncaya kadar cevaplamakta acele etmemende sana bir vebal yoktur” buyurdu. [106]
Hz. Âişe:
“Nedir o yâ Rasûlallah!” diye sordu. [107]
Peygamberimiz Aleyhisselam, Ahzâb sûresinin inen 2£^29. âyetlerini okudu.
Hz. Âişe:
“Aaâ! Ben bu hususta mı ana ve babama danışacağım?!
Ben, elbette ki, Allah´ı, Allah´ın Resûlünü ve ahiret yurdunu tercih ediyor ve diliyorum! [108]
Ben bu hususu ne Ebu Bekir´e, ne de Ümmü Rûman´a danışırım!” dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam güldü, gülümsedi. [109]
Hz. Âişe:
“Benim seni tercih ettiğimi (öteki) kadınlarına haber vermen[110]
Sana söylediklerimi, öteki kadınlarından hiçbirine haber vermemeni isterim” dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Onlardan, sorana, muhakkak haber vereceğim ! [111]
Çünkü, Allah beni tebliğ edici olarak gönderdi. Güçlük çıkarıcı, sıkıntı verici ve bunu arzu edici olarak göndermedi. [112] Fakat, öğretici ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi” buyurdu. [113]
Hz. Âişe der ki:
“Resûlullah Aleyhisselamın diğer kadınları da, benim yaptığımı yaptılar. Allah´ı, Allah´ın Resûlünü ve ahiret yurdunu tercih ettiler.” [114]
Yüce Allah hepsinden razı olsun![115]
Abdullah Zülbicâdeyn´in ve Vâsile b. Eskâ´ın Müslüman Olmaları
Abdullah Zülbicâcieyn Müzeynelenden olup, eski adı Abduluzzâ idi.
Babası, oğluna hiçbir mal bırakmaksızın ölmüştü.
Abdullah malsız bir yetimdi.
Zengin olan amcası onu yanına alıp büyütmüş ve mal sahibi yapmıştı.
Kendisinin devesi, davan ve hatta kölesi bile vardı. [116]
Abdullah, Müzeynelerin dağlarından Verka1 dağında otururdu. [117]
Peygamberimiz Aleyhisselam Medine´ye hicret ettiği zaman Abdullah Müslüman olup kendisini şirkten kurtarmak istemişse de, buna, müşrik amcası yüzünden, muvaffak olamamıştı.
Yıllar, bütün savaşlar geldi geçti.
Peygamberimiz Aleyhisselam Mekke´yi fethedip Medine´ye döndüğü zaman, Abdullah amcasına:
“Ey amca! Ben senin Müslüman olmanı hep bekledim durdum.
Senin hâlâ Muhammedi arzu ettiğini göremiyorum! Bari benim Müslüman olmama izin versen?” dedi.
Amcası:
“Eğer sen Muhammed´e tâbi olacak olursan, üzerindeki elbisene varıncaya kadar, sana vermiş olduğum şeylerden hiçbirini senin elinde bırakmam, hepsini senden çeker alırım!” dedi.
Abdullah:
“Ben, vallahi, Muhammed´e tâbi ve Müslüman oldum, taşa, puta tapmayı bıraktım bile!
Ellerimdeki şeyleri geri alırsan, al!” dedi.
Amcası, Abdullah´ın elindeki herşeyi geri aldı. Hatta, üzerindeki elbiseyi de soydu.
Abdullah, çırılçıplak, anasının yanına gitti.
Anası; yollu, kalın kilimini iki parçaya ayırdı.
Abdullah, onun yarısını belinden yukarısına, yarısını da belinden aşağısına tutundu. [118]
Abdullah, kendisinin Müslümanlığına engel olmak için kendisini sıkıştırmaya kalkan kavminden de yakasını kurtararak Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına kaçtı. [119]
Medine´ye gelince, seher vaktine kadar Mescidde yattı. [120]
Peygamberimiz Aleyhisselam, sabah namazını kıldırdı.
Cemaat arasındakilere göz gezdirip evine döneceği sırada, Abdullah´ı gördü.
Ona:
“Sen kimsin?” diye sordu. [121]
Abdullah, kendisinin kimlerden olduğu haber verdi. [122]
“Ben Abduluzzâ´yım!” dedi. [123]
Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Sen Abdullah Zülbicâdeyn´sin (iki parça kilimlisin)! Bana yakın yerde bulun! [124] Sık sıkyanıma gel, git!” buyurdu. [125]
Abdullah Zülbicâdeyn; Medine´de evi barkı bulunmayan, Mescidin Suffasında yatıp kalkan Ashab-ı Sultadandı. [126]
Abdullah Zülbicâdeyn; konuklar arasında bulunur, Kur´ân-ı Kerîm öğrenirdi.
Kur´ârvı Kerîm´den birçok sûreleri okuyup ezberlemişti.
Kendisi, gür sesli idi. [127]
Kıraatta, [128] teşbih ve tekbirlerde[129] sesini yükseltirdi. [130]
Hz. Ömer:
“Yâ Rasûlallah! Şu bedevîyi görmüyor musun? Kufân´ı okurken sesini nasıl yükseltip halkın kıraatı-na engel oluyor?!” dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Bırak onu kendi haline ey Ömer! O, Allah´a ve Allah´ın Resûlüne Muhacir olarak çıkıp gelmiştir! [131]
O, ewâh´lardan; [132] Allah´a çok yalvarıcı olan, Allah aşkıyla yanıp duranlardan[133] biridir!” buyurdu. [134]
Ukbe b. Âmirü´l-Cühenî de:
“Peygamber Aleyhisselam, Abdullah Zülbicâdeyn hakkında:
´O, evvâh´tır!´ buyurmuştu.
Çünkü, o, Kur”ân okurken Yüce Allah´ı çok anan, duada sesini yükselten bir kimse idi” demiştir. [135]
Abdullah Zülbicâdeyn, Tebük seferine hazırlanıldığı sırada gelip Müslüman olmuş ve Tebük seferine de katılmıştır.
“Yâ Rasûlallah! Bana şehitlik nasip etmesi için, Allah´a dua et!” diye rica edince, Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Ey Allah´ım! Onun kanını kâfirlere haram kıl!” diyerek dua etti.
Abdullah Zülbicâdeyn:
“Yâ Rasûlallah! Ben öyle istememiştim!” dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Sen, Allah yolunda gazaya çıkar, humma (sıtma) tutup seni öldürürse, sen şehitsindir!
Hayvanın seni düşürüp boynunu kırarsa, sen yine şehitsindir!
Gam çekme! Bunlardan hangisi olursa, şehitlik için sana elverir, yeter!” buyurdu. [136]
Buyurduğu gibi de, Tebükte hummaya tutulup Hakkın rahmetine kavuştu. [137]
Yüce Allah ondan razı olsun![138]
Vâsile´nin Soy Kütüğü
Vasile b. Eskâ1, b. Abduluzzâ, b. Abdi Yalil, b. Naşib, b. Giyere, b. Sa´d, b. Leys, b. Bekr, b. Abdi Menat, b. Kinane´dir.
Künyesi, Ebu Kırsâfe´dir. [139]
Vasile b. Eskâ1; Peygamberimiz Aleyhisselama Arap kabilelerinden heyetler ve elçiler gelmekte bulunduğu[140] ve
İbn Sad, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 1 , s. 305.
Peygamberimiz Aleyhisselamın Tebük seferi hazırlıklanyla uğraştığı sırada (Hicretin 9. yılında) Medine´ye gelmiş ve Mescidde Peygamberimiz Aleyhisselamla birlikte sabah namazını kılmıştı. [141]
Peygamberimiz Aleyhisselam, sabah namazını kıldırdıktan sonra ashabına göz gezdirip Vâsile´yi görünce, ona:
“Sen kimsin?” diye sordu.
Vasile kim olduğunu haber verdi.
Peygamberimiz Aleyhisselam, ona:
“Sen ne için geldin? [142] Hacetin, dileğin nedir?” diye sordu.
Vasile:
“Allah´a ve sana iman[143] ve bey´at edeyim diye geldim” dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Bunu yapmaya gücün yetecek midir?” diye sordu.
Vasile:
“Evet!” dedi. [144]
Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Öyleyse, benim sevdiğim şeyi sen de sevmek, benim sevmediğim şeyi sen de sevmemek üzere bana bey´at et!” buyurdu. [145]
Vasile, buna göre bey´at yapıp ev halkının yanına döndü. [146] Durumu onlara haber verdi. [147]
Vâsile´nin babası, Vasile´nin haline baktı ve:
“Demek sen böyle yaptın hâ?!” dedi.
Vasile:
“Evet!” deyince; [148]
“Vallahi, seninle hiçbir zaman konuşmayacağım!” dedi. [149]
Bunun üzerine, Vasile, amcasının yanına gitti.
Kendisi sırtını güneşe vermiş, ısıtıyordu. Ona selam verdi.
O da, Vâsile´ye:
“Demek sen böyle yaptın hâ?!” dedi.
Vasile:
“Evet!” deyip, ona İslâmiyeti anlattı.
Amcası Vâsile´yi babasınınkinden daha hafif bir kınayışla kınadı ve:
“Bir işte bizi ileri geçmen sana yakışmazdı!” dedi.
Vâsile´nin kızkardeşi ise Vâsile´nin söylediklerini dinledi ve yanına vanp onu İslâm selamıyla selamladı.
Vasile:
“Ey kızkardeşciğim! Senin bana böyle selam verişinin sebebini pek anlayamadım?” dedi.
Kızkardeşi:
“Ben senin ve amcanın söylediklerinizi dinledim” dedi.
Vasile; amcasına anlattığı gibi, İslâmiyeti, kızkardeşine de anlattı.
İslâmiyet onun çok hoşuna gitti ve hemen Müslüman oldu.
Bunun üzerine, Vasile:
“Ey kızkardeşciğim! Allah senin hayrını ve iyiliğini diledi, Müslüman oldun!
O halde, bu kardeşini, gazi cihazıyla cihazlandır. Yol azığı koy!
Çünkü, Resûlullah Aleyhisselam sefere kanatlanmak, gazaya çıkmak üzeredir!” dedi.
Kızkardeşi, Vâsileye yol azığı olarak kova içinde bir müd undan hamur yoğurdu. Kendisine bunu bir miktar hurma ile birlikte verdi.
Vasile, azığı alınca, Medine´ye geldi.
Fakat, Peygamberimiz Aleyhisselamı iki gün önce mücahidlerie birlikte Tebük´e doğru hareket etmiş buldu.
Geride, ancak, yolda belde gelmekte olan kafileler kalmıştı. [150]
Vâsile´yi sırtında taşıyacak birşey (binit) de bulunmuyordu. [151]
Hemen, Kaynuka oğulları çarşısına gitti. [152]
“Beni hayvanına nöbetleşe bindirecek kim var?” [153] diyerek seslendi.
Kendisi, yaya olarak yürümeye dayanamaz bir kimse idi.
Ka´b b. Ucre, onu çağırdı. [154]
“Ben seni gecede gündüzde nöbetleşe, yemede içmede ortaklaşa olmak üzere hayvanıma bindireyim!” dedi.
Vasile:
“Olur!” dedi. [155]
Ka´b b. Ucre, Tebük´e vanp Peygamberimiz Aleyhisselamla buluşuncaya kadar, Vâsile´yi hayvanına bindirdi. [156]
Yüce Allah ikisinden de razı olsun![157]
Hz. Aişe: Peygamberimizin dul olmayan tek eşidir. Peygamberimiz genç yaşta olan (17-18 yaşlarında : Hz. Aişe’nin ablası Esma hicrette 27 yaşındaydı. Hz. Aişe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre onun da hicrette tam 17 yaşında olması gerekir. Ayrıca Hz. Aişe peygamberimizden önce Cübeyr’le nişanlanmış, daha sonra dini nedenlerle ayrılmışlardı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı, nişanlanmış, nişan bozulmuş sonra peygamberimizle evlenmiştir-) Hz. Aişe ile evlenir.Hz Ebu Bekir’in kızıdır. Müslüman hanımların sormaya utandığı sorulara cevap vermesi için peygamberimiz Hz. Aişe ile evlenmiş ve onu öğretmen olarak yetiştirmiştir. Hz. Aişe peygamberimizden 2000 hadis rivayet etmiş, Müslüman kadın ve erkeklere öğretmenlik yapmış, hatta Müslüman orduların komutanlığını dahi üstlenmiştir.
Haketti yazdım. Yoksa yazmazdım. Önce birinin görüşlerine saygılı olmak zorunda. Eğer değilse onada kimse saygı göstermez.
CEVAP:murat arkadaşım “Önce birinin görüşlerine saygılı olmak zorunda”demişsin evet bi kişi orataya bir görüş sunuyorsa saygı duyulmalı ve makul bir dille eleştirilmesi yapılmalıdır.”Eğer değilse onada kimse saygı göstermez” demişsin bir kişi yanlış yapıyorsa yada kötü söz sarfediyorsa bu zaten onun kişiliğini apacaık bi şekilde ortaya koyuyor o kişi sana saygı göstermediyse ve bunun yanlış olduğunu biliyorsak onu idrak edebiliyorsak onun yaptığı yanlışa düşmek onun yaptığı gibi davranmak sence ne kadar doğru??
Bazı ön yargılı çevreler Hz. Zeynep annemiz ile Hz. Resul’ün evliliklerine dillerine dolarlar. Güya Hz. Zeynep’ten hoşlanan Hz. Resul onun eşinden boşanmasını bekleyip onunla evlenir. Halbuki Hz. Zeynep Hz. Resul’ün akrabasıdır ve daha onu kız iken tanımaktadır. İstese onunla kız iken evlenebilirdi. Halbuki evlenmedi ve kendi eli ile Zeynep’i evlatlığı olan kölesi ile evlendirir. Ailenin devamı için huzursuzluk baş gösterip, boşanma talepleri gelince Hz. Resul hep bunlara engel olur. Fakat aile kendiliğinden dağılıp boşanma vuku bulunca her konuda, her türlü tapuyu yıkmakla görevlendirilen Hz. Resul, evlâtlıkta evlât gibidir. Evlenince hanımı kızın gibi olur türünden ön yargıları yıkmak için Allah’ın ayeti ile emretmesi üzerine Hz. Zeynep ile evlenir. Tapu dolayısıyla dedikodular çıkacağını bile bile, çünkü Hz. Resul insâni olmayan tüm tapu-taassuplara savaş açmıştı: Kadın savaşmıyor, miras alamaz, kız çocuğu uğursuzdur, namusumuza leke getirebilir, diri diri gömülmelidir. Soy erkek çocuktan devam eder, kız çocuk soyun kesilmesine neden olur…gibi bir çok günah – zararlı ön yargıları, yaşayarak, hayatıyla peygamber efendimiz yıkmış, yok etmiştir.Kısaca: Hz.Resul Zeyd’in evine girdi, Zeynep’i gördü beğendi…iddiası yanlıştır, çünkü Hz Resul bir eve gireceği zaman önce selam verirdi – cevap gelmezse toplam 3 kere, yine cevap veren olmazsa eve girmez geri dönerdi, sahabi Hz Resul’un daha çok selamına muhatap olmak için 3 selamını da bekler sonuncuda selamı alıp eve buyur ederlerdi… – Kızı Fatıma’nın evine bile böyle girerdi.Uygunsuz ortamda olan aile evine Hz Resul’un destursuz fütursuzca girişi imkansızdır.Ayrıca bakire iken , kendi akrabası olduğu için her anında kendisini gördüğü ve hicap ayetide inmediği için evlilik öncesi yıllarca yanında gördüğü Zeynep’i beğenmeyip, – genç- bakire iken kendisini cezbetmeyen, kendi eli ile bizzat evlendirdiği akraba kızına -Haşa- evlendirince mi ilgi duydu Hz Resul…Bu i-ftira-ddianın mantıklı bir yanı var mıdır ? Zeyd , daha evlatlıkların eşleri ile ilgili hüküm ayeti inmeden, Hz Resul’e gelip, “Boşayayım, siz evlenin” nasıl desin.O zamanki adetlere aykırı bir teklif olurdu bu…! Ayrıca Hz Resul Zeynep annemiz ile evlendiğinde Zeynep annemiz 35 yaşında idi.Sıcak ülke ile ilgili erken olgunlaşmayı da hesaba katınca bu yaşa dek Hz Resul neden beklesin…Kısaca iftira baştan sona mantık hataları ve yalanlarla dolu…!
Peygamberimiz evlilikleri ile büyük bir merhamet örneği göstermiş, hayatının son senelerinde karşılıklı rıza ile fedakârlık göstererek Müslüman hanımlara kol kanat germiştir. Ayrıca bu evlilikler Peygamber Efendimizin hanımlarının kabilelerini de etkilemiş, onların kendiliğinden İslâm’a ısınıp kabul etmelerine vesile olmuştur.
yüksel ergen arkadaşım ALLAH senden razı olsun paylaşım için teşekkürler..
Hz. Muhammed’e ilk inanan kişi eşi Hz. Hatice’ydi. O, Cahiliye devrinde ezilen kadına, insani şahsiyetini iade etti. Kadınlar, toplumsal hayatın içinde yer alarak ağırlıklarını hissettirmeye başladılar. Hz. Muhammed(a), evlilikleri sözleşmeye bağladı. Bu sözleşme içinde kadınların, yaşamları boyunca tek eşliliği şart olarak öne sürebilmeleri sağlandı. Nikah, tarafların serbest irade ve rızalarıyla gerçekleşen hukuki bir ilişki ydi. Sevgi, şefkat ve adalet birlikteliğin sütunları olmalıydı. Hz. Peygamber’in, “Aranızdan en iyileriniz, eşlerine karşı en iyi tutum ve davranış içinde olanlarınızdır” sözü uyulması gereken bir sözdü.
“Aranızdan en iyileriniz, eşlerine karşı en iyi tutum ve davranış içinde olanlarınızdır” çoq gzl bir söz….
Şüphesiz Hz. Peygamber’in bütün eşlerinin eğitim konusunda aynı seviyede oldukları söylenemez. Onların bir kısmı yaşlı, bir kısmı ise gençti. Fakat bu hususta Hz. Aişe’nin özel bir yeri vardır. Nitekim, Hz. Peygamber’in Hz. Aişe ile evliliğinde göze çarpan en önemli husus, bir hoca-talebe ilişkisidir. Hz. Aişe, o derece mükemmel yetişmiştir ki, Hz. Peygamber’den sonra onun evi, kadın-erkek, büyük-küçük birçok kimsenin huzuruna gelip kendisini dinlediği, soru sorup cevabını aldığı bir ilim ve irfan ocağı olmuştur. Hz. Peygamber zamanından itibaren kadınların eğitim ve öğretimiyle yakından meşgul olmuştur. Hz. Aişe, hem sahâbîlere ve hem de tâbiîlere, sonraki müctehit imamlara ışık tutacak bilgiler nakletmiştir. Hz. Peygamber’in sünnetini nakletmek ve açıklamakla kalmamış; aynı zamanda onun doğru anlaşılması hususunda ilmî tenkit zihniyetini de ortaya koymuştur. Sahâbîler arasında çok sayıda fetva vermesiyle ünlü olan yedi sahâbîden biridir. Hz. Peygamber’den 2210 hadis rivayet etmiştir. Hz. Peygamber’in diğer hanımları da 378 ila 5 arasında değişen sayılarda hadis rivayet etmişlerdir. Hz. Hafsa da okuma yazma bilen, zeki ve bilgili bir kadındı. İslâm’ın eğitim ve öğretiminde onun da hizmetleri olmuştur
Hz. Peygamber’in bazı evlilikleri de yeni İslâmî bir hükmün topluma kazandırılması amacını taşıyordu. Zeyneb bint Cahş ile evliliği buna örnektir. Zeyneb’in ilk kocası Hz. Peygamber’in azatlı kölesi ve evlatlığı Zeyd b. Harise idi. Hz. Peygamber, aynı zamanda halasının kızı olan Zeyneb’i Zeyd ile bizzat kendisi evlendirmişti. Zeyd azatlı bir köle idi. Eski Arap geleneğine göre asîl bir kadın bir köle ile evlenemezdi. Halbuki İslâmiyet bütün insanları yaratılış bakımından eşit sayıyordu. Bu sebeple Resûl-i Ekrem, eski gelenek ve anlayışın ortadan kaldırılmasını önce kendi akrabası arasında uygulamaya başladı. Böylece eski an’ane yıkılmış oluyordu. Fakat Zeyd ile Zeyneb mutlu bir aile hayatı yaşayamadılar. Zeyd, Hz. Peygamber’e müracaat ederek karısını boşamak istediğini söyledi. Hz. Peygamber bundan çok müteessir oldu. Kur’an-ı Kerim’de Zeyd ile Zeyneb arasında gerçekleşen bu evliliğin devamını sağlamak için Peygamber’in takındığı olumlu tavır anlatılmaktadır. Nitekim o Zeyd’e “Hanımını tut (boşama) ve Allah’tan kork!”[644] diyordu. Ancak geçimsizlik son haddine vardığı için Zeyd karısı Zeyneb’i boşamak zorunda kaldı. Câhiliye döneminde evlatlık, öz evlat gibi muamele görüyor ve öz evladın bütün haklarına sahip bulunuyordu. Geleneğe göre evlatlığın boşadığı hanımla evlenmek babalığa yasaktı. İslâmiyet bu geleneği kaldırdı ve evlatlığı sadece din kardeşi olarak kabul etti. Evlatlığın boşadığı kadını nikahlamayı manevî babalara helal kıldı. Hz. Peygamber, hem Zeyneb’in ve hem de akrabasının isteği üzerine onu nikahladı. İddia edildiği gibi Hz. Peygamber Zeyneb’in güzelliğine hayran kaldığı için evlenmiş değildir. Zeyneb onun halasının kızıydı. Onu her zaman görüyordu. Şayet isteseydi onunla Zeyd’den önce kendisi evlenebilirdi.
Âişe Vâlidemiz’in vefat tarihi konusunda gelen rivayetler de bu kanaati güçlendirmektedir. Zira onun vefat ettiği yıl ve o günkü yaşıyla ilgili olarak hicrî 55, 56, 57, 58 veya 59;29 yaşıyla alakalı olarak da altmış beş, altmış altı, altmış yedi veya yetmiş dört 7 gibi farklı tarih ve rakamdan bahsedilmektedir. Bu ise, doğum tarihinde olduğu gibi onun vefat tarihiyle ilgili de kesin bir kabulün olmadığını göstermektedir.Özellikle 58. yılında ve 74 yaşında iken vefat ettiğini ifade eden rivayette, onun vefat ettiği günün çarşamba olduğu, vefat tarihinin, Ramazan ayının on yedinci gecesine denk geldiği, vasiyeti üzerine Vitir namazından sonra Cennetü’l-Bakî’ye geceleyin defnedildiği, yine vasiyeti gereği namazını, Hz. Ebû Hüreyre’nin kıldırdığı, mezarına da, ablası Hz. Esmâ’nın iki oğlu Abdullah ile Urve, kardeşi Muhammed’in iki oğlu Kâsım ve Abdullah ile diğer kardeşi Abdurrahman’ın oğlu Abdullah gibi isimlerin indirdiği gibi detayların bulunması,8 diğerlerine nispetle bu bilginin daha güçlü olduğu izlenimi vermektedir. Öyleyse bu tarihi esas alarak bir hesaplama yapacak olursak onun, Efendimiz’in irtihalinden sonra kırk sekiz yıl daha yaşadığını (48+10=58+13=71+3=74) görmekteyiz ki bu hesaba göre o, risâletten üç yıl önce dünyaya gelmiş demektir.Bu durumda evlendiği gün onun, (74–48=26–9=17+7 ay) on yedi yılını yedi ay geçtiği anlaşılmaktadır.Kısaca: Hicri 58. yılda, 74 yaşında vefat etti ise, Efendimiz’den sonra 48 yıl dul olarak yaşadı ise, Allah Resulü ile evliliği de 9 yıl sürdü ise; demek ki, Aişe validemiz, Efendimiz Daru’l-Beka’ya hicret ettiğinde 26, evlendiğinde ise 17–18 yaşlarında idi.
bu yorumları kim yapmış ise agzına saglık ona tesekkur ediyorum
teşekkür ediyorum yüksel ergen ne güzel yazı yazmışsınız
islam dini ilemi ugraştı yoksa tovbe tovbe
cavdar murat önce siz kiminle ugrastıgınızı iyi düşünün
sayın admin belki bana kızmışsındır ama ne yapayım kendimi tutamadım böyle dengesiz yorum yapan cavdar ile murat a ne demek ne demek islam dinini sanki benim beygamberim yapmayı bırakmış işi farklı yöne cekmiş 25 yıllık peygamberlik döneminde hic olacak iş mi
insanda utanma haya olur ben ne yazıyorum inanma ama inananlarinkine b iraz saygı göster ne demek okuyunca beynimden vurulmusa döndüm dengesiz cavdar dengesiz murat
klavye erkekligi
klavye ile erkeklik oluyorsa ben klavye erkegiyim
Canım parazit yapma kosronlu. mail adresini yaz seni çıktıgın yere geri sokacagım. klavye delikanlılıgı yapma ban. mail adresini yaz şuraya. küfretmeden önce düşünecektin.
cık ortaya deki taksim meydanında veya kızılay meydanında veya konak da cık seni ne yaparlar
utanmadan benim peygamberime söyle böyle diyeceksin
okuyunca bile cıldırıyorum önceki yorumlarımı admin almıs
meydana cıktınmı murat aga
sen benim peygamberime nasıl hakaret edebilme terbiyesizligini gösterirsin utanmadan arlanmadan kimsin nesin
dengesiz
yavrucugum mail adresini yaz oraya. bak okadar kişinin içinde dedinki msn de görüşelim. şimdi niye çark ediyosun? mail adresini yaz. sana klavye erkekliğini gösterecegim.
egitimin ne senin ……………..
allahın sopası yok ki
senden baska boyle isyan eden yok.
ne demek aklına fikrine uymuyor.
uymuyorsa sus.
burada site yöneticisi bir kaynak olusturmus
admin neyi silerki zaten? senin küfürlerini sildi admin. senin nekadar aşşagılık bir velet oldugunu gördüde sildi. uzatma mail adresini yaz. sabahtandır küfrediyosun terbiyesiz beyinsiz herif. yaz mail adresini görüşelim senle hadi?
insanlar yararlansın diye
senin o küçücük beynin benim eğitimimi idrak edemez moron. Ulan uzatma mailini yaz hıyar agasi azönce klavye erkekliği yapıyodun. ugraştırma mail adresini yaz.
germe germe
ateist isen ateistim de ben senin ateistligine karısmam etmem.
ama sende benim peygamberim hakkında terbiyesizce yorum yapamazsın. yapamazsın. yapamazsın. yapamazsın. yapamazsın.
yasadıgın ulkede yuzde doksan musluman
ben klavye erkegiyim ne yapacaksin dengesiz. ha ne
kimsin benim peygamberim dil uzatan kim
senin bu kadar dengesiz hitab edecek kabiliyetin kim veriyor
senin mail adresini verecegin yok. klavye erkegide bukadar olur zaten. uza. artık ne yazdıgını görmeyecegim.
murat senın oc oglu senın gelecnı ındırem serefsızın cocgu bırde erkkeklık mı yapıyon kafır olum senı doguran anan dan utan ınahar et kafır serefsız.
ulan serefsızın cocgu soyle acıklayam sana . anlataacaktım da bu yazıları gordukce sana bın kere sovesım gelıyor ıtın cocgu
yusuf kardesim sakin ol
o ancak klavye erkekligi
falan
filan
meşke muş keman
o millet den mail adresi istiyor
ama kendisi veremiyor
moron diyor
sen kimsin diyor
beni ikna edemediler diyor
sen kimsin ulan
seni ikna edecem olsan ne olmasan ne
insanları germe
bak adam gibi yazı yazmışlar kaynagından yararlan
sana ona hakaret et demiyor ki
sayın admin
böyle bir dengesizligi yapman
önce kendi şahsiyetine yazık oluyor varsa tabi ki
#85 Murat Diyor ki:
Eylül 28th, 2008 at 23:28
“””””””senin mail adresini verecegin yok. klavye erkegide bukadar olur zaten. uza. artık ne yazdıgını görmeyecegim.,,,,,,,,,,,
yazıyorsun
sonra pat ortadan kayboluyorsun
niye
neden
nicin
kimsin
yahudimisin
hıristiyan mı (katolik ortodoks protestan mı)
onlar bile senin gibi dengesiz konusmuyor.
bir sitede faydalı bilgi veriliyor
neden insanlar yararlansın diye
catlak biri cıkıyor
“”””#37 Murat Diyor ki:
Eylül 27th, 2008 at 00:30
Be moron arkadaşım. Senin bu söylevine kargalar kahkahayla güler. Ulan embesil H.z Muhammed okadar kişiyle evlenmişte kaç çocuuğu var? nasıl islamiyetin büyümesi için çok evlilik yapmış? Ne alakası var Hıyar agasi? sen önce kelime türetmesini öğren idiot herif. Mantıklı şeyler konuş. Boş boş konuşma canımı sıkma. Benim inancımı senin o küçücük beynin idrak edemez. Git bişeyler öğren sonra buraya yorum yap Terbiyesiz herif.””
#40 Murat Diyor ki:
Eylül 27th, 2008 at 11:15
Sevgili leyla arkadaşım; Ben kendimi yeterince anlatamadım sanırım. Ben diyorumki elma siz diyosunuzki armut. Bu şekilde tartışamayız. Bakın hepimize bizi yaratan akıl vermiş. Yani siz ademden havvadan yani hayal ürünü şeylerden bahsediyosunuz. Oysa Adem ve Havva’dan önce kimse yaşamamıştır diyen kur-an’ı kerimin yanıldığını şimdiye kadar dünya üzerinde yapılan tüm arkeolojik kazılar neticesinde fosiller yazıtlar yaşam kanıtları v.s kanıtlayan ve ortaya çıkaran bilim adamları ıspatlamıştır. Ayrıca pek ilgilenmememe ragmen sana kur-an’ı kerimin içinden 100 lerce çelişki çıkarabilirim. Biz insanız beynimiz aklımız var. Burada bir insanın insanlıga örnek kişi olup olmadıgını tartışıyoruz siz ademle havvaya taşıdınız konuyu. Ve hala aşşagılamaktan bahsediyosunuz. Bakın yukarıya dallama kelimesini ben kullanmadım bana kullanıldı. Çünkü o kelimeyi söyleyen kişi fikir üretemiyor düşünemiyor bu nedenle önemsemedimde kendisini. Fakat size mantıklı düşünün diyorum ve nihayetinde sizde sadece dünyayı kendi pencerenizde görüyosunuz “”
“””#37 Murat Diyor ki:
Eylül 27th, 2008 at 00:30
Be moron arkadaşım. Senin bu söylevine kargalar kahkahayla güler. Ulan embesil H.z Muhammed okadar kişiyle evlenmişte kaç çocuuğu var? nasıl islamiyetin büyümesi için çok evlilik yapmış? Ne alakası var Hıyar agasi? sen önce kelime türetmesini öğren idiot herif. Mantıklı şeyler konuş. Boş boş konuşma canımı sıkma. Benim inancımı senin o küçücük beynin idrak edemez. Git bişeyler öğren sonra buraya yorum yap Terbiyesiz herif.””#26 Murat Diyor ki:
Eylül 21st, 2008 at 17:37
çavdar dogru söylemiş. bu muhammed dediginiz adam uçkuruna düşkün insanları birşekilde kandıran etrafında toplayan yobaz herifin tekiymiş. benim görüşümde bu. Ha bu arada IP numarası isteyenlere sesleniyorum. Ulan sizin kralınız gelsin kaç kiloluk adamlarsınız ahmak yobaz geri zekalı herifler. Millet aya’a bayrak dikmiş siz hala 4 5 kadınla evlenme peşindesiniz. Uçkuruna düşkün herifler. site yöneticisi IP isteyenlere ver adresimi. mail’ adresimide ver. Görüşüm bu. saygı duymayan varsa ben duydurtturum !!
“”
#28 Murat Diyor ki:
Eylül 22nd, 2008 at 00:21
Ben muhammedi savunanlara birşey demedim. Belli bir saat’den sonra kişilerin fikirlerini değiştirmek hayli zordur günümüzde !. Bunun bilincindeyim. Fakat biri cevap yazmış diye klavye erkekligine soyunanlara seslendim. Bende muhammed’in örnek bir kişi olmadıgını savunuyorum.
Sevgili yüksel ergen; çoğunluk öyle düşünüyor diye daima çoğunluk dogrudur haklıdır diye birşey olmaz…Olamaz. Tabiiki çoğunlukta yanılabilir. Benim birşeyleri araştırmama gerek yok ”Görünen köy klavuz istemez” Benim mantıgımın almadığı şey insanlığa örnek gösterilen(Oysa alakası yok) bir kişiye körükörüne inananların dayanağı ne? Benim iyiyi yada kötüyü görmem için muhammed’in hadislerine yada sözlerine ihtiyacım yok aklım mantığım yeter bana. Varsın düşünemeyenler araştıramayanlar öğrenemeyenler körükörüne inansınlar. Bu benim sorunum değil.
Tekrar söylüyorum her görüşe saygı !! Klavye erkekliğine soyunan çocuk beyinlilere sesleniyorum. Eminimki bir tokatlık takatiniz vardır. Yoksa efendi efendi yorum yapardınır.
adam konusuyor
ikdisatcı
baslangıc tahrikciler
========================================================
#12 cavdar tarlası Diyor ki:
Ağustos 27th, 2008 at 22:13
senin peygamberin dedeğiğin 9 yaşında aişe adlkı eşini becermiştir 21 eşi vardır ve se.x düşkünü dür. eğer allah varsa muhammedin belasını versin
=======================================================
tahrik başladı
millet harıl harıl yazıyor ikna icin niye
onu da bilmiyorum
========================================================
bir tahrikci daha
#25 fulya Diyor ki:
Eylül 21st, 2008 at 09:42
ya arkadaşlar cavdar tarlası adlı arkadaşın yorumuna tepkiniz var ama bi kitapta okumuştum ben bu konuyu
9 yaşındaki bi çocukla peygamber efendimizin evlen mesi banada çok garip geliyor. bende bunu düşününce ürperiyorum. yani bilmiyorum belkide yakıştıramıyorum peygamberimize. ve yine bu kitapta 20′den fazla evlilik yaptığıda yer alıyor. daha birsürü şeyde var tabii.bazen mantıklı buluyorum bazen olamaz diyorum inanmıyorum.
=======================================================
ve sahneye bizim murat aga cıkıyor
don kişot
#26 Murat Diyor ki:
Eylül 21st, 2008 at 17:37
çavdar dogru söylemiş. bu muhammed dediginiz adam uçkuruna düşkün insanları birşekilde kandıran etrafında toplayan yobaz herifin tekiymiş. benim görüşümde bu. Ha bu arada IP numarası isteyenlere sesleniyorum. Ulan sizin kralınız gelsin kaç kiloluk adamlarsınız ahmak yobaz geri zekalı herifler. Millet aya’a bayrak dikmiş siz hala 4 5 kadınla evlenme peşindesiniz. Uçkuruna düşkün herifler. site yöneticisi IP isteyenlere ver adresimi. mail’ adresimide ver. Görüşüm bu. saygı duymayan varsa ben duydurtturum !!
*****************************************************
#28 Murat Diyor ki:
Eylül 22nd, 2008 at 00:21
Ben muhammedi savunanlara birşey demedim. Belli bir saat’den sonra kişilerin fikirlerini değiştirmek hayli zordur günümüzde !. Bunun bilincindeyim. Fakat biri cevap yazmış diye klavye erkekligine soyunanlara seslendim. Bende muhammed’in örnek bir kişi olmadıgını savunuyorum.
Sevgili yüksel ergen; çoğunluk öyle düşünüyor diye daima çoğunluk dogrudur haklıdır diye birşey olmaz…Olamaz. Tabiiki çoğunlukta yanılabilir. Benim birşeyleri araştırmama gerek yok ”Görünen köy klavuz istemez” Benim mantıgımın almadığı şey insanlığa örnek gösterilen(Oysa alakası yok) bir kişiye körükörüne inananların dayanağı ne? Benim iyiyi yada kötüyü görmem için muhammed’in hadislerine yada sözlerine ihtiyacım yok aklım mantığım yeter bana. Varsın düşünemeyenler araştıramayanlar öğrenemeyenler körükörüne inansınlar. Bu benim sorunum değil.
Tekrar söylüyorum her görüşe saygı !! Klavye erkekliğine soyunan çocuk beyinlilere sesleniyorum. Eminimki bir tokatlık takatiniz vardır. Yoksa efendi efendi yorum yapardınır.
***********************************************************
#33 Murat Diyor ki:
Eylül 24th, 2008 at 10:47
manyakça olan ne ayşe?
**********************************************************
#39 fulya Diyor ki:
Eylül 27th, 2008 at 02:52
bazı arkadaşlar lan dallama yok manyakça gibi kelimeler kullanıyorlar peki savunup inandığınız din ve peygamberimiz küfür etmeyi aşşağılayıcı konuşmaları serbestmi kılmış acaba anlamıyorum.peygamberi savunayım derken bile günah işliyosunuz o zaman. herkes inanmak istediğine inanır dinde zorlama yoktur diye bişey var bunuda biliyosunuzdur herhalde? doğru bildiğin şeyi anlatırsın inanan inanır inanmayan inanmaz kimsenin kimseye küfür etmek aşşağilamak gibi bir hakkı yoktur. bu ne dinde yer alır ne adalette ne toplumda nede görgü ve ahlak kurallarında. bilmişlik yapanlar önce bişeyler öğrensinler sonra yorum yapsınlar,bilgi vermeye kalksınlar(bu arkadasım biraz manidar-ne demeye calıstıgı mechul)(neyse murat aga devam)
*********************************************************
#40 Murat Diyor ki:
Eylül 27th, 2008 at 11:15
Sevgili leyla arkadaşım; Ben kendimi yeterince anlatamadım sanırım. Ben diyorumki elma siz diyosunuzki armut. Bu şekilde tartışamayız. Bakın hepimize bizi yaratan akıl vermiş. Yani siz ademden havvadan yani hayal ürünü şeylerden bahsediyosunuz. Oysa Adem ve Havva’dan önce kimse yaşamamıştır diyen kur-an’ı kerimin yanıldığını şimdiye kadar dünya üzerinde yapılan tüm arkeolojik kazılar neticesinde fosiller yazıtlar yaşam kanıtları v.s kanıtlayan ve ortaya çıkaran bilim adamları ıspatlamıştır. Ayrıca pek ilgilenmememe ragmen sana kur-an’ı kerimin içinden 100 lerce çelişki çıkarabilirim. Biz insanız beynimiz aklımız var. Burada bir insanın insanlıga örnek kişi olup olmadıgını tartışıyoruz siz ademle havvaya taşıdınız konuyu. Ve hala aşşagılamaktan bahsediyosunuz. Bakın yukarıya dallama kelimesini ben kullanmadım bana kullanıldı. Çünkü o kelimeyi söyleyen kişi fikir üretemiyor düşünemiyor bu nedenle önemsemedimde kendisini. Fakat size mantıklı düşünün diyorum ve nihayetinde sizde sadece dünyayı kendi pencerenizde görüyosunuz
6666666666666666666666666666666666666666666666666666666
#41 Murat Diyor ki:
Eylül 27th, 2008 at 11:17
Fulya arkadaşım yorumun için Tşk. Ederim. İnsanların birbirini anlayabilmesi ve saygılı olması çok güzel bişey.
??????????????????????????????????????????????????????????
#43 Murat Diyor ki:
Eylül 27th, 2008 at 13:09
Haketti yazdım. Yoksa yazmazdım. Önce birinin görüşlerine saygılı olmak zorunda. Eğer değilse onada kimse saygı göstermez
;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;
#46 Murat Diyor ki:
Eylül 27th, 2008 at 16:23
Bizler insanız !. Ben şahsen çarşaf giyinip yasak ilişki kuran kadında tanıdım, rakı içip aynı gün namaz kılan adamda gördüm. Yani burada birileri küfürde edebilir. Diyorumya bizler insanız !. Bu dünyayı kirletenleriz. Bunlar farklı şeylerdir bir kenara bırakalım. Mesele Genel kavramlar üzerine evrensel düşünebilmektir. Diyorumya ”Herkes kendisinin öğretmenidir” Yani ben iyiyi kötüyü ayırt edebiliyosam ne hacet birilerinin bana öğretmesine? Yani H.z Muhammed olmasaydı ben cinayet işlemenin kötü bişey oldugunu görmeyecekmiydim? Bu nasıl bir mantıktır arkadaşlar.
Kısa kesiyorum; İsa ilk din hristiyanlıktır diyor sonrakiler taklitir. Muhammed son din hak dindir diyor. Yani anlayacağınız herbiri birşey söylüyor. Bende mantığım ve yüreğimin sesiyle yürüyorum Kolay Gelsin.
===========????????????????==================
bizim agaya ha babam acıklama yapmışlar
=============================================***********************************************************************************************************
murat aga yine devam
???????????????????????????????????????
#70 Murat Diyor ki:
Eylül 28th, 2008 at 23:18
Canım parazit yapma kosronlu. mail adresini yaz seni çıktıgın((((((((( yere geri sokacagım.)))))))))))))))))))))))) klavye delikanlılıgı yapma ban. mail adresini yaz şuraya. küfretmeden önce düşünecektin.*********
erkekligi tutuyor***************************************************************************************************************
mail adresi istiyor ne yapacaksa
ama aga durmuyor
************************************************************
#77 Murat Diyor ki:
Eylül 28th, 2008 at 23:22
yavrucugum mail adresini yaz oraya. bak okadar kişinin içinde dedinki msn de görüşelim. şimdi niye çark ediyosun? mail adresini yaz. sana klavye erkekliğini gösterecegim.
***************************************************************
#80 Murat Diyor ki:
Eylül 28th, 2008 at 23:23
admin neyi silerki zaten? senin küfürlerini sildi admin. senin nekadar aşşagılık bir velet oldugunu gördüde sildi. uzatma mail adresini yaz. sabahtandır küfrediyosun terbiyesiz beyinsiz herif. yaz mail adresini görüşelim senle hadi?
********************************************************************
#82 Murat Diyor ki:
Eylül 28th, 2008 at 23:25
senin o küçücük beynin benim eğitimimi idrak edemez moron. Ulan uzatma mailini yaz hıyar agasi azönce klavye erkekliği yapıyodun. ugraştırma mail adresini yaz.
*******************************************************************
#85 Murat Diyor ki:
Eylül 28th, 2008 at 23:28
senin mail adresini verecegin yok. klavye erkegide bukadar olur zaten. uza. artık ne yazdıgını görmeyecegim.
**********************************************************
Tartışmalarınız gittikçe çirkinleşiyor. Lütfen biraz daha düzeyli tartışalım. Herkes birbirinin fikrine saygı göstersin
tamam arkadaşlarım o onun görüşü ALLAH ıslah eylesin.. ama Murat arkadaşım kendi düşünceni paylaşacağın bi site değil burası her cümlenin yeri var diye düşünüyorum özellikle bu cümlen ” Bende muhammed’in örnek bir kişi olmadıgını savunuyorum ” bari bunu burda demeseydin tabi ki bu senin düşüncen saygı duyarım ama lütfen burda paylaşma ben kendi adıma yazayım ben artık bu durumdan rahatsız olmaya başladım rica ediyorum…
Herkesin bayramını kutluyorum…
derya hz peygamber arkadasın mı yoksa normal bir insan mı utan utan
yuh be ne demek gerekir örnek bir kisi olarak görmüyormus bak bende seni alkıslayayım sen mi örneksin yoksa senin gibi düşünenlerimi insanda ar damarı olması gerekir senin bu kadar agzından cıkanı kulagı duymayan bir insanın sanki maharet yapıyormus gibi iki kelime yazıp embasil lik yapma
derya sana embasil dedigim icin cok özüy diliyorum. sen
bir embesilsin
kosronlu bilmeden anlamadan ve sonradan pişman olacağın şeyler yazma o cümleyi kuran ben değil murat ve senin kopyaladığın yazıdan bir alıntı sundum ve murat ı eleştirdim yazıyı iyi okusaydın kopyaladığın yazının tam olarak ne olduğunu bilseydin böyle yazmazdın YAZIK YAZIK … dicek sözüm yok size..
ve her söz sahibine aittir diyorum ve ayrıca her söz o kişinin kişiliğinide yansıttığını bilmelisin nazik bir şekilde söyleseydin keşke Yargısız infaz cok kötü birşey…
slm mıllet yenı geldım herkezın ( muslumanlara bu sozum )kutlarım.
herkezın bayramı mubarek olsun (muslumanların)
muradın sesı solugu yok burası ona aıt bı bolge deıl burası peygamberı ve dını tartsma yerı deıl.soru sorulur bılen arkadslar cevaplar lutfen hrıstıyan lar gelmesın.yok sa tansyon yukselıyor. sozcukler kırlenıyor.
sayın kosronlu bakın sayın diyorum siz beni burada tahrikci diye adlandıramazsınız. bu hakkı nerden buluyosunuz kendinizde kim veriyo size bu hakkı. lütfen sözlerinize dikkat edin. ben tahrikçi falan değilim herkesin aklı var fikri var ne tahriğinden bahsediyosunuz. içerisinde tahrik içeren bir cümlemi gösterin bana. bence sizin canınız sıkılmış. daralmışsınız bu siteye gireyim birilerine kafayı takıp boyuna küfredip deşarj olayım diye girmiş olmalısınız. içerisinde küfür geçmeyen 1 tek yorumunuz bile yok.konuyu saptırdınız iyice söz düellosuna çevirdiniz. yorumları okurken lütfen anlayarak okuyunda yorum yazın. bi silkelenip kendinize gelin. mademki ben tahrikçiyim o halde aklı fikri olan düşmesin bu tahriklere. kasmayın kendinizi bu kadar.
fulya özür dilerim
rica edrim kosronlu önemli değil. özür dilemekle çok hoş bir davranış sergilediniz teşekkür ediyorum özürünüz için. iyi bayramlar…
sizede fulya
sayın kosronlu madem bu kadar geniş bilgileriniz var ve burası bi soru cevap sitesi o halde çok merak ettiğim bi kaç soru sorabilirmiyim size izninizle..peygamberimiz aişe ile 9 yaşında iken neden evlendi? bu soruyu bi çok kişiye sordum cevaplar pek tatmin edici gelmedi bana merak ediyorum ve gerçekten aydınlatılmaya ihtiyacım var. bu evlilik esnasında peygamber efendımiz 50 küsürlü yaşlarda imiş doğrumu? sorduğum zaman çoğu insan aişe olduğundan büyük bi görüntüye sahipmiş diyolar. diyelimki öyle farzedelimki hadi en fazla 19 yaşında gibi göstersin yaşını. bakın günümüzde 19 yaşındaki bi kızla 50 küsürlü yaşlardaki bi erkeğin evlenmesini toplum nasıl karşılar? çoğu insan hatta herkes kınar. kafam karışık ve öğrenmeye çalışıyorum. birileri açıklık getirirse sevinirim.(bu yazdıklarım tahrik amaçlı değil öğrenmek istediğim şeyler sadece)
fulya akıllı bir bayansın
benim yorumlarıma bakar isen ne oldugu belli biri cıkıyor
diyor ki “……………………………..”
ben böyle konusanlar neden konustuklarını iyi biliyorum.
aslında böyle yapıldıgında ne olacak diye………..
neyse
fulya ben yoruma: 28 eylülde basladım
bir kişi cıkmıs asagı yukarı
onun onu söylemesi o kadar önemli degil.
örnek biri senin baban hakkında ileri geri konussa ne
yaparsın samimice
ben arastırmalarımı yapıyorum. bu konuda uzman ilahiyat bölümünde arastıran gercek anlamda kişiler var.
yetişmiş olanlar var. burda bunu acıklamaya kalksam sitenin yapmıs oldugu hizmete haksızlık etmis olurum.
söyle de diyelim. gül güzel. neden güzel bana söyle. bekliyorum. bu cok önemli
SEVGILI ARKADASLAR
HZ PEYGAMBERIMIZIN HZ AISE VALIDEMIZLE EVELENME SEBEBINI SAGLAM BIR KAYNAKTAN ÖGRENMISTIM BEN SIZINLE PAYLASABILIRMIYIM ASLINDA KORKUYORUM BU YORUMU YAPMAKLA CÜNKÜ ICIMIZDE BAZI GERICI KIMSELERVARKI SANKI KENDI PROBLEMLERINI CÖZMÜSLER KENDILERINI DÖRT DÖRTLÜK TAMAMLAMISLAR GIBI EVRENIN VE EBEDIYETIN SULTANI OLAN YÜCE PEYGAMBERIMIZE DIL UZATMAKTAN SAKINMIYORLARBU SEBEBLE SÖZ VE AGIR KELAM SIDDETINDEN HER ZAMAN KORKARIM NEISE…
HZ:AISE VALIDEMIZ MUHTESEM BIR EZBER GÜCÜNE VE VE ÖGRENDIGINI KENDI HAFIZASINA KAYDETME VE AYNI ZAMANDA UYGULAYABILME YETENEGINE SAHIPMIS BU NEDENLE ALLAH RASULUNUN DE BÖYLE BIR ÖRNEK ESE IHTIYACI OLDUGUNDAN KESINLIKLE HER KONUDA OLDUGU GIBI BU KONUDADA ÜMMETI ICIN FEDAKARLIK YAPMIS VE HZ; AISE VALIDEMIZLE BU KADAR KÜCÜK YASTA EVLENMISTIR
DÜSÜNÜN BIR EGER SEVGILI PEYGAMBERIMIZ ONUN AZMINDEN ÜMMETI ICIN FAYDALANMISSA BU KADAR VEFASIZLIK OLUR MU ? HZ AISE VALIDEMIZ ALLAHTAN GELEN KADINLAR ÜZERINE VAHYI PEYGAMBERIMIZDEN ÖGRENIP BUGÜNE KADAR BOZILMAMIS HALIYLE IMAN ESASLARINI KADINLARA AKTARMIS BIZLERDE BUGÜN DAHI ONA TESEKKÜR ETMEK YERINE HALA NEYI TARTISIYORUZ
HAYIRLI BAYRAMLAR
açıklama gereği özür dileme gereği bile duymamış yazıq burumda bana dieceq söz kalmıyor….YAZIK….